2
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1201
Okunma
Ay ışığının altında,
Ay ışığı sonatının sarhoşluğuyla susuyorduk.
Bir ezgi;
Birbirimize söyleyemediğimiz onca şeyi,
Senden bana benden sana taşıyıp duruyordu.
Karşında ne vakit konuşmak istesem
Boğazımda düğüm düğüm sözcüklerle susar kalırdım.
Sense
Cümlelerimin katili olduğunu bilmeyen bir fütursuzlukla
Gülümserdin…
Yazdığım her şiir,
Konuşamadıklarımı anlatan bir öyküydü aslında.
Yazdığım her şiir,
Ruhumda bıraktığın kırıklardan arınmak için bir ayindi.
Yazdığım her şiir,
Yeni bir başlangıca dair umuttu.
Ay ışığının altında,
Ay ışığı sonatının sarhoşluğuyla susuyorduk.
Ruhum ellerinde can çekişiyordu, sen gülümsüyordun.
Faili meçhul bir cinayetin katili olacaktın,
Farkında değildin.
Sorumluluklardan kaçış biçimindi bu: gülümsemek.
Kaç ruhu kimsesizliğe terk etmiştin benden önce
Hiç bilmedim.
Hiç sormadım.
Bu halinle can yakmaya öyle davetkardın ki…
Karşı koymadım.
Şimdi,
Matemde olduğum şu yalnızlık saatinde,
Ay ışığı sonatı odamı dolduruyor.
Gözlerimden damlayamayanlara inat
Dışarıda sicim gibi bir yağmur…
Yani tam cinayet havası…
Ölüm vaktin geldi sevgilim.
Bir şiirle doğurmuştum seni,
Şimdi yine bir şiirle son veriyorum bendeki yaşamına.
Bendeki aşkın çoktan şekil değiştirdi,
Dönüştü,
Beyaz bir sayfanın huzurlu boşluğuna.
Geriye kalansa
Ay ışığı sonatı,
Bu şiir,
Yani sanat yalnızca…
5.0
100% (3)