Bir çay bardağının sıcaklığı ellerimde şimdi.
O hoş şıngırtısı da
dans ediyor kulaklarımda..

Tavşan kanı tatlı hayvansal tabiri,
kabaca bir şekildir çay kaşığını tepsiye vurmakla..
Kibarca bir öksürük ama benimki,
biliyorsun.
Deneme 1,2 , ses kontrol gibi..
Çay kaşığı şıngırtısı arka fonda,
konuşmaya devam ediyorsun aynı zamanda.
Çayı karıştırırken karışıyorum sana,
birde seni sevdiğimi söyleyemeye çalışıyorum arada..

Tatlı tatlı gülüyorsun.
Küp şeker olarak mı ?
yoksa toz şeker olarak mı gülüyorsun ?
anlamıyorum.
Ama gülüyorsun ya
çay değil
bal, şerbet içiyorum sanki..

Yeter artık gülme diyesim geliyor.
Tövbe, tövbe..
Birde evlensek sen beni şeker hastası falan yaparsın.
Tatlı tatlı gülersin,
dişlerim çürür.
Doktorlar yasaklar sonra seni bana..

Neyse boşver,
bir bardak daha.
Hem bana bir şey olmaz, biliyorsun.
Ama bu sefer gamzeli bir tebessüm kat çayıma,
çayı karıştırırken de karışayım sana.
Sen gülmeden çayımı da bitireyim,
sonra arada sevdiğimi de söyleyeyim.

Ama çay bitince,
bitmesin.
Sen de çay bitince,
gitme..

Ahmet Kastancı.