1
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1036
Okunma
Bir yerden bir yerlere yürüdüm
Günü geride bırakıp akşamı aldım kucağıma
Yürüdüm… Yürüdüm...
Binaları izledim
Camlarda yüzler aradım
İçimde sesler
Dışarıda sesler
Yolları, geride bıraktığı izleri düşünmediler
Geçti arabalar birer birer
Bildim, ne ömürler akmış sokaklarda
Bir çocuğu geçtim ayak izimden
Bir çocuk, ağlıyordu haline
Çukurdaydı bir ayağı ninenin
Hayata bir sopayla tutunuyordu bir dede
Martılar en çok onların önünden geçiyordu
Bense, sadece aralarından…
Yürüdüm… Yürüdüm…
Bir başka yerde topla gülle sesleri duyuluyordu
Ağlıyordu bir ana
Bir baba, bir çınar ağacı devriliyordu
Buzullar eriyordu sanki bunca gözyaşına
Öyle yağıyordu ki herkes,
Susuz kalacaktı şehirler, bildim, bilmediler.
Gökyüzü ağlayan tüm insanları yanına alacaktı
Bunca damlayı taşıyamazdı yeryüzü
Tanrı’dan başka kim yarattıysa damlaları
Kim onun işine karıştıysa
Önce onu alacaktı Tanrı, öyle bildim
İnandım ki, kim düşürdüyse onları o hale
Kim aldıysa ellerinden sıcaklığı, ocaktaki aşını
Her kim birine el uzattı diye elini büktüyse
Hangi insanoğlu düşene bir tekme daha attıysa
Hangi Tanrı’nın kulu bir cana kıydıysa
İnandım ki, sonsuzluğa ermeden alır cezasını
Ben bildim sandım, insanlar bildiklerini
Ben inandım sandım, insanlar inandıklarını
Hiç kimse bir çiçek soldu diye böceği öldürmedi
Üzülmedi kimseler bir nesil tükendi diye
Geriye bakmadı, neleri ezdiğini istemedi görmek
Onlar yürüdü, ben yürüdüm, insanlar yürüdü…
Ne şimdi ne sonra, Dünya’da ya da başka bir rüyada
Kimseler, hiç kimseler, hiçbir şey için ceza görmediler.
Başak Kuru
5.0
100% (2)