2
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
2049
Okunma

Unutma,
Ben seni sonbaharda sevdim,
Sonbaharı hep bu yüzden bekledim.
Olsan da olmasan da
Sonbahar artık en sevdiğim mevsim.
Neticede Eylül getirmişti saçlarını
Ve Saçlarında papatyalar…
Kokusu bir dağ esintisi,
Esmişti öyle başımda.
Başımda kavak yelleri…
Ne çok savurgan ne de çok durgun
Sonbahar gibiydi ruhum
Senin alacalı kış günlerinin yanında
Ben daha dingin dururdum
Sonra daha bir serin esti hırçınlığım
Daha bir arttı yağmurlarım
Bir Ekim gibi girdiğinde hayatıma
Ben oradan oraya bir rüzgârdım.
Eylül, Ekim arası…
Yere düşen yapraklar gibiydi yalnızlığım
Botlarım vardı,
Sana yetişmek için iri adımlar atardım
İçinde kaybolurdu ayaklarım
Yapraklar vardı
Sarıdan turuncuya hatta kimisi kırmızıya çalardı…
Onlar uçuştukça anılarımı kondururdum uçlarına
Üstüne bastığımda çıkan sese hayrandım ben aslında
Bir o bir de camıma vuran yağmur…
Ha bir de sıcak kahvem…
Kahvemi alır, camıma vuran yağmura seni anlatırdım.
Böylece kendimi Kasım da geleceğini ümit ederken bulurdum.
Belki de sevmenin değil ayrılığın mevsimiydi Ekim.
Çaresiz, Kasım’a ümit besledim
Sonra Kasım oldu.
Sonbahar, geriye kalan tüm baharlarımı alıp götürürcesine
Beni darmadağın edercesine hızlı, çok hızlı esti.
Ben, sonbaharlarda hep son baharımmışçasına bekledim…
Seni bekledim, baharı bekledim
En çok sonbaharda seni beklemeyi bekledim
Belki Seni beklemeyi sevdim
Çünkü sen her kış geldin…
BAŞAK KURU
5.0
100% (1)