3
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1860
Okunma
Ölümün diğer adı hasret.
İyisi mi ben seni cam fanuslara kapatayım miniğim.
Gider gelir bakar dururum masum suretine
Sen değil misin kâbuslarımda beni izleyen
Bir kere değil bin kerecik de sen olursun izlenen.
Ölümün diğer adı zalim, küçüğüm
Vicdanı yok kalpsizin
Seni beğendi kendince ve biz…
Biz alamadık, kurtaramadık ellerinden seni
Pek güçsüz, pek korunmasız bildi bizi.
Aslında biz olmayacak duaya amin dememeyi çoktan öğrenmiştik.
Sanmıştık ki ölüm bize uğramaz, bize bir şey olmaz
Şükretmiştik sağlığımıza, sofradaki tuzumuza
Kuş yuvasını dağıtmak günahtır küçüğüm
Dişi kuşun bir kanadı yok artık en kötü zamanında.
Ha miniğim söylemeyi unuttum,
Ölümün diğer adı zamansız.
Sen gittikten sonra çok şey düzeldi
Geçti kalbimizin duman lekeli günleri
Soluduğumuz hava kara değil artık
Her gece hayal ettiğin masal kahramanımız geldi
Çok üzülüyor sana yetişemedi
Ayak seslerini arıyoruz hep birlikte
Bazen sessizlik sarıyor odaları
Hayır, sensizlik sarıyor
Duvarlar bizden daha çok konuşur oluyor bazen
Pazar sabahları neşesini arıyor kahramanımız.
Kraliçemiz pek bir kırık pek bir dökük
Ama hepimiz birbirimize benziyoruz küçüğüm
Yanına gelmediğimiz zamanlar hariç hayata gülümsüyoruz
Lakin tutamıyoruz gözyaşlarımızı
Sofradaki tabak sayısı giderek azalıyor, mani olamıyoruz.
Merak etme küçüğüm,
Ölümün diğer adı emanet.
Sen benim içimde emanetsin,
Ben senin melek kanatlarına…
Uçur beni yanına.
BAŞAK KURU
5.0
100% (3)