13
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
2548
Okunma

Körletirdi yaşam bıçağını karanlık bakışlarıyla loş sokaklar
Ağlardı onun kenti salya sümük siyah sancılar içinde
Bir ölü yüzü gibi asılı dururdu baktığı yerlerde
Tan yerinin yoksul resmini taşıyan kızıl sabahlar !...
Güneşi tanımamıştı henüz tazecik dünyasında
Pişerdi körpeliği ham zamanların soğuk közünde
Dalıverip paslı kent sokaklarının köhne dehlizlerine,
Tur atardı tan kokulu iç ıslaklığıyla
Ve titreyen küçük adam gezerken caddelerde
Bir siftah gibi savururdu toy ölümlerini bu ıssız kente…
Acı simit !...
Acı simitle oluyordu yaşamla kavgasının ter kokulu işlevi
Acı simit yaşamı morartan zor yüklere karşın,
Tek anladığı formüldü kolaylıkla direnebileceği
Dişliyordu yokuşluklar onun sübyan günlerini
Hiç körelmeden sürerdi, gün selamı sonrası,
Yorgun vakitlerinin çiğ ömrünü azgın kemirişleri…
Homurdanırdı göz kapakları soğuk gülüşlü tan vakitlerinde
Son karanlıklarla sevişirken sunardı, kader ekmeğini ona
Mahmur ruhundan sıyrılıp kendine geldiğinde,
Dudaklarında zor uyanışın,isyansal mırıltıları hecelenirdi
Sırf bu yüzden arsız tan manzaralarından nefret ederdi.
Acı Simit halkaları omuzlarından tek tek kayıp o kez,
Ağırlığınca yaşamına son bir hızla çökerdi…
Kaldırımlar , sokaklar , caddeler,
Kapılar ve gizem yüklü karanlık evler…
Ayrıca ay soğuklarıyla cebelleşen kör bakışlı pencereler
Tüm dünyasını o panoramik görüntü meşgul ederdi
Sığmazdı onun yaşamına yine de
Yelkovanlarla akrepler ille de…
Hep karşılıklı evlere yapıştırırdı simitçi çocuk mahmur gözlerini
Bir umut esintisi içinde telaşlanırken küçücük yüreği
Daha da çok kulakları ile gözleri
Israrla kendine oralardan bir davet beklerdi
Ne bisiklet,ne uçurtma ve nede oyuncak araba gibi şeyler
Hiç mi hiç umurunda bile değildi.
Çünkü omuzda ki simitleri satıp bitirmek onun en önemli derdiydi…
Mahmur gök yüzü,mahmur kent,mahmur yaşamlar
Son bulanık uyanışların kıyısında oynaşıyorken şimdi
Büyük cüceler olduğu gibi gizli yaşamlar da ,
Keşfedilmemiş küçük dev adamlarda vardı
Tatlı uykuların duvarları arkasında…
Ama öyle biri daha var ki, uykusunu hasisçe harcayabilen
O da şu an ekmek maratonu için hep ıssız sokaklar da…
Sessizlikler birazdan bir cümlecik kelimeyle şekilleniverecekler
Analar,ana bakışlı bacılar pencerelerinden onu gözlemekteler
“S İ M İ T Ç İ GELDİİİ !!!... “
Karanlık gözlü pencerelerden çakan birtakım ışıksı sessizlikler…
Elbet sıcak esintilerle ondan bir SİMİT isteyecekler
Ve bir simit müşterisi kılığındayken eminim onlar
Simitçi çocuğun nezdin de iyice güzelleşecekler...
Tan yeri taze günü kovalarken nihayet
O da aydınlık sabahların hışırtısıyla kucaklaştı
Bitmişti simitçinin simitleri gün tamamen olgunlaştığında
Güneş ise yaşam alanlarını iyice döndürmüştü kendi kişiliğine
Yeterdi bugünlük kazancı eğitim masrafına ve ev nafakasına
Okul maratonu başlamalıydı artık bu saatten sonra da
Aş ekmek fırtınası tekrar yarın ki tan vaktinin kör ortamında,
Ve yine yarın küçük simitçi’nin yaşamla buluşması,
Her zamanki gibi ,son ölüm uykusuna saniyeler kala !?...
İSMAİL HAKKI GÜRCANOK
23/ Aralık / 2011
ADANA
5.0
100% (13)