21
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
5235
Okunma

Yağmurlu bir akşam gibiyim ben yine
Bu kentin,
Issız ve simsiyah örtüsü içinde
Yoksul kalmış sevgi susuzluğuyla ağlar
Sahil kaldırımlarında ki çıplak ağaçlar
Zehir serpildiğini evrenime biliyorum
Ağrılı çizmeyin yaşamı bari sizde
Siz de yağmurla yola çıkarken bu kadar,
Meçhule akışan yılgın yapraklar…
+++
Yağmurlu bir akşam gibiyim ben yine
Bu kentin,
Issız ve simsiyah örtüsü içinde…
İşgüzar yalnızlığımın abidesiydi fener
Tartıyordu soluğumun ipini kendi usulünce
Acılarımı patlatıyordu oysa bana her yer
Uzuyordu burada kanayan saniyeler…
Sanki mum ışığı gibi sinerek isli yüreğime,
Kör bir kaderin ölü vicdanı yüzünden için için kanardım
Böylesi kabuslu zamanlarla tutuşup yanardım
Seni hala düşünmekle cesaretliymişim meğer
Cesaretliymişim bunu bu kentte anladım…
+++
Yağmurlu bir akşam gibiyim ben yine
Bu kentin
Issız ve simsiyah örtüsü içinde
Henüz olgunlaşmadan ezilen
Bir kara sevdanın buruk meyvesiydim ben
Yalnızlığımdan gelip fısıldar sözler yüreğime
Düşlerim seni beyaz giysiler içinde
Daha çok da böylesi anlar da işte
Bir sürü yeni düşlerin gelirdi gözlerimin önüne
Gördüğüm düşlerden birini söyleyeyim
Senden edindiğim sevda tiryakiliğim
Raylar üstünde serinletiyorum yürürken şimdi
Beklerken senin yitik sensizliğini
Ben bu tren istasyonunun lakin,
En sadık yolcu bekleyeni olduğumdan beri
Sen benden çok gitti ama hiç gelmedi…
Kendine bir şiirimde şöyle diyeceğim;
"Yağmurlu akşamlarda gelme usuma ne var
Sana nice yağmurlarıma dek sitem edeceğim…”
====
İ.H.GÜRCANOK
===============
5.0
100% (1)