5
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1455
Okunma

Sen beni önceden bilirsin
Ergenliğime düşen ilk dişi çiğ tanesi de değildin hani
Hayal bile edemediğimiz haytalığımızla
Kırıp dökerek bıraktığımız zamansız ve talihsiz
Bir ironi de kalabilirdi düşlerimiz
Ben sana;
Mavi düşün geveze bir delikanlısı
Sense benim şehla gecelerimin pamuk prensesi
Birbirimizi hatırlamamak üzere masallara terk edebilirdik
Unutabilirdik yaşanmışlıkları…
Kordon boyu gezinen şehir züppesi âşıklar vardır ya
Ya da kemer altı kalabalığının hengâmeli sokaklarının yabancı eli
Yan yana yürüyen iki yabancı da olabilirdik.
Omzumuza cadde-i kebirin son fasılasıyla
Aşk kuşları konardı
Ve biz aldırmazdık bile
Sen en taze sabah kokusuyla gelirdin
Ben sana bakardım ah çekerek
Sanki
Cadde boyu sıralanmış bilbordların sahte başrol oyuncusu misali
Tütüne bandığım ciğerimden ilk dumanı üfleyerek
Düşlerdim seni sonrasında…
Adı yok zamanların gülü de olabilirdi mazimiz
Uykusuz hamal yorgunluğumuzla taşımazdık düşlerimizi sabaha
Her gece bir çiçekçi dükkânı satın almazdım sana gönül sarayımdan
Tüm sokakları olduğun yere çıkar mı idi İzmir’in
Sayısız adreslerle sokulur muydum yanına
Sevdamız olmasa idi…
Ucunu ateşe verdiğimiz hayat hikâyemizle
Zamanı iplerle çekiyorsak bugünlerde
Tüm masumiyetimizin çaresizliğiyle
Kol gezen hasret yangısı değil mi bunlar sevgili.
Dilimizde zehir zemberek hasret türküsü
Bana mısın demeden incittiğimiz aşk’ı
En hassas yerinden pansuman etmeye
Gecikme ne olur…
Tutkumuzun adını değişince kadere
Bilebile yazdık kendimizi birbirimize
Korkunun ecele faydası ne ola ki
Böyle iyi oldu diyelim,
Ya da kötü
Bırak her şey dağınık kalsın
Adımızı mühürleyelim bir deftere.
Anonim bir yara daha kanamasın yüreğimizde
Bir bedele bin defa daha berdel’im olsun bu canım
Her şeye rağmen
Ölümüne sürsün aşkımız
VARMISIN.???
İbrahim ALTIKULAÇ
"Senin Uğruna"
5.0
100% (6)