15
Yorum
9
Beğeni
5,0
Puan
2146
Okunma

Tahtadandı valizi...
Tıka basa doldurmuştu
Mum ışığı ümitleri
Öyle cılızdı gülüşleri
Ucuna kadar yanmış kibrit çöpü
Bakmayın sıcağına
Üfleseniz sönerdi...
Sadaka sevinçlerle büyüdü
Esasında
Büyük mutlulukları da bilirdi
Tek göz odalı evinde
Bekaretinin üç kuruşa satıldığı
Çocuk düşlerinin talan edildiği
O kırmızı kaplı sedirde
Tek lüksü olan siyah beyaz filmlerde
Gerçek aşkları da görmüştü.
Tahtadandı valizi...
Çürümeye yüz tutmuştu, aynı bahtı gibi
Mayın döşeliydi o köyde herkesin kalbi
Sevmek ölüme eş
Büyük aşklar, büyük şehirlere özgüydü
Nefesi tütün kokan beden serildikçe bedenine
Üşürdü
Sevdayla terleyen iki bedeni düşlerdi
Düş ya bu, gem vurmaya gelmezdi.
Tahtadandı valizi...
Ve kimseler bilmezdi
İçinde pırpır kanadı kırık serçe
Sevginin peşindeydi
Boş bir kalp
Mum ışığı umutlar
Yoktu başka bir şeyi
Çok fakirdi
Toparlandı bir şafak vakti
Kırık ümitler şehrine
Aşkı bulmaya gitti...
Bulurdu elbet
O ki; ölümü göze almış
Ölesi gözünü karartmış
Canını bohçasına atıp gelmişti
Küçüktü, bir nokta misali koca şehirde
Varsın olsun
Aşkla büyürdü elbette
Korkmuyordu taştan, topraktan, bataktan
Korkmuyordu aşk uğruna vurulmaktan
Beteri var mıydı sevdasız bir göğse uzanmaktan
Tahtadandı valizi...
Gitti ama
İnsan kendinden kaçabilir mi
Kaderini de götürdü
Koştu bir umudun peşinden kan revan
Ayağı tenden kemikten taşlara takıldı
Hem teni, hem tini sızladı
Masalları alaz
Hayâlleri alev aldı
Yazması kirlendi de, düştü başından
Düşleri kırıldı
En derininden yaralandı.
Aşinaydı
O; ergenlikten satılık bir sevdaydı
Şevkat mı görmüştü bedeni
Sevişmek; ruhunu sıkıca tutup avuçlarında
Bedenini vermek değil miydi
Hiç okşamamıştı ki efendisi yüreğini
Aşkla sevişmeyi nerden bileydi
Bir kaç büyük baş hayvana değiştiriliyorsa bir can
Öz babası kırmızı kurdele ile paketleyip sattıysa
Gözünün yaşına aldırmadan
Bir de üstelik devlet rızasıyla
Küçük kızının etini
Yabana
O halde
Evlilik dedikleri de fahişelikti.
Baba evinde köle
Koca evinde kul
Kendi evinde fahişe...
Yazgı kağıda yazılmaz ki
Onunki taşa kazınmıştı
Taşsız topraksız yollar
Ezelden bahtına yazılmamıştı
Tahtadandı valizi
Bir avuç umudu taşıyamadı
Mutluluğa giden yolda dağıldı
Tahtadan bir valizle geldi
Yıkık umutlar şehrine
Tahtadan bir tabutla gitti
O şehirden geçtiğini
Bedeninden geçenler bile bilmedi.
12.12.2009
5.0
100% (17)