3
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
2580
Okunma

Üç koltuk, bir masa
Bir kadın, bir tabib, bir de ben
Biz yanlış yerdeydik
Kadın sustu
Hep susmuştu zaten
Biz dinledik...
"Duydunuz mu
Gündüzüm öldü
Ben vurdum" dedi
Ben...
Uzattım ki, kan kırmızıya bulanmış ellerim kelepçelensin
Yine tatlı günaha
Yine ecnebi sevaba
Ve yine kanıma
Kendi kanıma girmeyeyim
Tutan olmadı
Düştüm...
Gün ışığı mahzende yatıyordu
Perdeleri açsam
Ah, açabilsem
Bir soluk olurdum belki
Kırıpta şişeyi, kalbine açtığım yaraları kanıyordu
Gündüz bendim
Gece de diğer yanım
Ben tutsaktım...
Hem dul, hem yetim metresiydim gecenin
Tüm güzelliklere kapatıp düşlerimi
Kabuslarımla sevişirdim
Oynaşırdım yalancı
Bana yabancı bir işveyle
Karanlıkta korkan, aydınlıkta kendinden saklanan
Dolmadı mı zamanım
Bir uçuruma yuvarlansam
Yok olsam...
Aydınlık mı diyorsun
Unuttum anlamını
Lugâtım da kayıp
Mutluluk damlacıklarında loş köşeler keşfettim
Bırak, ölürsem mutlu öleyim
Ya da; bakma sen bana
Gel
Al da beyazını öyle gel
Ben bir martı çığlığında gökkuşağına yolladım
Ben, kırmızıya takas ettim masumiyeti
Sök iblisin ciğerini etimden
Aydınlığı gözlerine sar
Karanlığı vur da gel...
Ben sokaklarda yattım
İflâh olmam, kır kalemi
Likid aşklara teslim aklım
Düşün bu ne bela, nasıl illet
İki kadehe etimi sattım
Benden ümidi kes tabib
Kes ümidini
Esiriyim bir yudum şarabın
Ne dokun saçlarıma, ne okşa yüreğimi
Ümit adam etmez beni
Alkolik karşındaki bu kadın
Taşın çığlığı yankılanır mı
O halde duymazsın sen de sesimi...
Üç kişiydik
İblisi saymazsak
Kadın sustu
O inledi
Biz dinledik...
5.0
100% (7)