4
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
938
Okunma
Aşka, bir dokunuş kalayı vurmaya hazırlanıyordu saat
Ben hazırlıksızdım her zamanki gibi
Ne beyazlarımı giymiştim
Ne son duamı etmiştim
Bit pazarında
Binbir yaşanmışlığın arasında bulduğum
Hangi duvarıma daha çok yakışacağını bilemediğim
Yuvasız, guguk kuşlu saatim telaştaydı
Tüm bültenler, yaklaşan fırtınayı geçiyorlardı son dakika
Sekiz sutuna manşet basılmıştı dayanan zelzele kapıya
Beş kollu şamdanımda, iç çekiyordu mumlar
Sigaram izmarite dönmüş
Kahvemin telvesi buruktu tadında
Korku dağları sarmıştı üstelik
Titrek kelimeler; itirazın hakkını veremiyordu
Tabure, darağacına yanaşmış
Cellat gözümün içine bakıyor
Son dileğimi bile sormuyordu
Ne acelesi vardı bilmem
Şahadete izin vermiyordu
Bir infaz sahnesine hazırlanıyordu caddeler
Konvoylar kurulmuş
Şehir çiçekler giyinmişti
Sokak lambaları, pervaneleri davet etmiş
Bir fener alayı ki; pür neşe
Yıldızlar bile, seyre gelmişti
Guguk kuşu başını çıkarttı
Darağacı ve ben
Baktık öylece birbirimize
Öncesi sukut, sonrası kan revan
Aşk; sokak ortasında serseri bir mutluluk kurşunu ile vurulmaktı
Benim yaptığımsa nefs-i müdafa ...
5.0
100% (4)