12
Yorum
13
Beğeni
5,0
Puan
2571
Okunma
onlara gidiyorum anlamıyorlar
anlamıyorlar diyorum anlamıyorsun
şiirler kendisini düşündürürken
gözyaşı eşliğinde yazarken gideceğim
İçimin sisli duraklarında kuşlar havalanacak
bir daha dönmeyecek kanat kırpışları
gecenin her üçünde kambur bir guguk kuşu
parmakları gevşemiş bir koridor on-sekiz adam
gıcırdaya, gıcırdaya altıncı kat üçümüzü görmeden
birim ne kadar ürkek ne yarı baygın
karacaahmet mezarlığı ne çok karanlık
ölü toprağı labirent dönemeçleri
kurt kulakları pörsümüş cesetler
öbürü’m döne, döne
mermer katları geziyorum
nerden bilsin kirli deli gömleğimle yaşama doğru
gecenin dördünü çalışıyorum
cebimde bir hücum prangası
barışa sesleniyorum
barış; kapının zincirini aç
mezarımı aç kapısında bekçiler dolaşıyor
kalemimi aldılar müsvette kaldım
beynimde sen ur gibi büyürken
şiirimi yazmama karışırlar çürürken parmaklarım
parmaklarım ne için kıvrık biliyormusun!
niçin uçlarında bir hışıltı büyüyor
kimseler yoktu barış
bir şiire bir kaleme bir sana inanan
bu yüzden demir çubuklarla çevrili isimsiz mezarları
Hiç sevmiyorum!
bu yüzden kokulu yalnızlıkları da
hiç sevmiyorum!
sevmiyorlar diyorum barış beni okşamıyorsun!
gömüyorlar beni diyorum sen toprak serpiyorsun!
sanki öz adım murat değil darağcığı silik bir gölge
insanları gördüğüm gibi onu da görüyorum
otların sarardığı yerde başıboş bir çağlayan
ne yapsam inanmıyorum
inanmıyorum diyorum anlamıyorsun barış
nirengi tükenmiş sarp yollardayım
ruhum duygusallığında
bedenimden kan çekilmiş
şırıngamda saklı hücum kalacak
damarlarımdan süzülecek aşk’ın sonsuzluğa
yağmurlar denizlere yağarken gideceğim
kutsanmamış derinlikler
arkamda iri gözüm kalacak
şiirler kendisini düşündürürken
gözyaşı eşliğinde yazarken gideceğim
içimin sisli duraklarında kuşlar havalanacak
bir daha dönmeyecek kanat kırpışları
beni bu saatlerde boğmanı istememiştim
götürücü incelik
ruhun huzur yakasında
iki elim kalacak arkamda bıraktığım!
alkol nöbetleri çocukların ağzına kusarken gideceğim
eşek sudan gelinceye kadar bir bebek ağlayacak
korkma!
savaş bu ölüyü anlayamaz ruhumu kömürlüğe kilitledim
ve gırtlak
ve zafer
ve ölümsüzlük
uzaklar uzaklarda yaşarken gideceğim
izimde kara pelerinli bir güzellik kalacak
tımar edilmiş kentler musalla taşları
ey dondurulmuş buda kirpiksiz gece yarıları
yağmurlar yağmurlara yağarken gideceğim barış
artık bütün ironiden uzak yazılsın lirik şiirler!
bir kabirden huzurun iki yakasına
sesim yankı yapacak
suretinde yeniden büyümeye başlayacağım
titrerken bedeni savaşanların;
iki yakalarında ellerim kalacak.
seni severek gideceğim
götürücü incelik
nihavent makamında çalarken
barış barış barış diye öleceğim
5.0
100% (15)