uzat ellerini uzat da gör korku çığlıklarını
seher vaktinde vuruşan cengaveri
tut gözlerinden munzurun
sal kendini sularına
yankılansın sesin
yarının şafakların da
ağlamaklı ama gururla uzat elini
tut rüzgarın geceyle türküsünü
amansız badirelerde serden geçenler
çağırır seni,
karanlığa yıldız çakarak

uzat elini uzat da gör
Veysel’in aşkını
bir selam yolla Köroğlu’na
kanatırcasına Bolu beylerini
varamadı elim can sana
uyurken gece zindanında
bir tutam can sunamadım
açarken kan kırmızı yediverenler
uzat elini damarlarıma döşenen mayınlara
bir dağ yangını aşırır beni
düşerim karlarla örtülü yollar
yanarım loyyy
bırak ellerini ellerime
bu yürek yangın yeridir

uzat elini uzat da gör
kavgada düşenlerin çığlıklarını
akarlar sularında fıratın
bir beyaz güvercin olup
konarlar Ağrı’nın zirvelerine
yaşarlar aramızda tarih olup
kanlı mezarcılara arar onları
güneşe toprak atılacağını sanarak
yitip giderler kanlarında
korku atarken çığlıkları
Pirsultan türküsü düşer dilime
“Açılın kapılar şaha gidelim “
uzat elini uzat da gör
yüreğimin titreyişini
yazarken serden geçenlerin hikayesini