21
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
991
Okunma

limanların/ terminallerin/ garların
bekleme salonları uğul uğul
kalp koridoru/ göz çukuru
kuru kirpik dibi/ nemli kıyı kahvesi
acı çaya yuva ince belli bardak
kalın dudak arasında çatlatılmış ad
hasılı...
dönüş yoluna düşen postal sesini
umuda ekleme salonları
alabildiğine ağu/ var gücüyle buzul
ellerin
deniz üstünde inci derdinde
saçların
esintisiz mevsimde körkütük yalpalarken
bakışların
toprağa niyet ufka batarken
tırnakların
parmak uçlarında sızlayan eti
efeler gibi korurken hâlâ
ve sesin...
martının rahminde sabah sabah
doğma telaşına düşmemişken -bir daha-
arama beni.
-bir ölüyü beklemek-
dokunma
en pis irinli yaram o benim.
JD