0
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
979
Okunma

Öğrettin bana
Ağlerken gülmeyi
Gülerken ağlamayı
Öğrettin bana
Yokluğunun cehennem sancıları
Öldürüyordu beni her gün
Her gecenin sabahında
Yüreğim yanıyordu yangınlar içinde
Güneşin bulutlar arasında
Kaybolması gibiydin hayatımda
Bir görünüp bir kayboluyordun
Saçma sapan şeyler yüzünden.
Sigaramın dumanı gibiydin
İçime çektikçe kayboluyordun
Zehirliyordun her gün bedenimi
Aşkın zehrini içiriyordun bana
İçin yanarken üşümeyi bilirmisin sen
Ateşin suya deyişi gibi
Yüregim ağlarken yüzümün gülüşü gibi
Hayata gülümseye bilirmisin
Hayatta ki herşeye inat
Acılarıda sevmeyi
Öğrenebilirmisin tıpkı benim gibi.
Zamanın girdabında
Pusu kurmuş sahte aşklar benliğime
Ne diye bilirim ki dilim susmuş artık
Sahte sevgililere sahte hayatlara
Yalanlar içinde kaybolurken sevdalar
Ben aşkı dize getiriyordum oysa ki
Zamanın tah ötesinde bir yerlerde
Aşkın zehrini kana kana içiyordum.
Kör kurşunların içinde sevmeyi ögreniyordum
Aşkın en duru en saf haliyle
Köleleştirilmiş aşkları hakettiği yere taşıyordum
Zamana ve sana inadına meydan okuyordum
Yasaklanmış sözzlerimde saklıydın
Ve her defasında inadına tüm yasakları delip geçiyordum
Seninleyken bile sensiz yaşamayı öğreniyordum.
Yatağım kan ağlıyor
Güller küskün papatyaların boynu bükük
Çaresizliğin en acı gerçeğini yaşıyorum
Tüm çiçekler aşkımıza ağlarken
Sen yoksun adı bende saklı
Kanamalı ihanet sancısı yarim
Sana çığlıkların bile nefessiz kaldığı
Yerden sesleniyorum kalbimden
Seni seviyorum seni seviyorum
Bir boşluğa düşerken düşlerim
Sığındığım tek limanım sendin
Senin için atarken kalbim
Sensiz koyma beni göz bebeğim
Gözlerin büyülü bir pencere
Gözlerin sonsuz bir deniz
Her yeni günde gözlerinde doğup
Gözlerinde ölmeye yeminliyim
Dokunmaya bile sakındığım
Adını anınca nefessiz kaldığım sevdiğim
Seni seviyorum seni seviyorum...
Ufuk Güney
5.0
100% (1)