2
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1320
Okunma

sonbahar
nicedir yazmadığım tortu içimde
yüzü kızaran her yaprağın adımı
yırtık elbiseli uzun saçlı siyaha çalmış ömrün akşamlarını
vuruyor
kıvırcık saçlı uykularıma
pencere kenarına saklanmış kirli beyazın
seviştiği aylar uyuyor
ruhumun yaz yorgunu yastığında
rengi atmış yaprakların peşinde
hüznü dalgalandıran aşkın kokusu
anıların elini yüzünü yıkıyor
kış kaçkını rüzgarlar kışkırttıkça kışkırtıyor beni
can yoldaşını hercai danslara zorluyor
sonbahar
hüznün en güzel kıyafetli mevsimi
bir sana yakışır yağmur bu kadar
bir sana bu kadar yakışır hüzün
yaprakların savruluşunda ağaçların titreyişinde rüzgarın efkarında
sonradan koyan ayrılıklar dinlenir
uzun şaşkınlıktan sonra kendine gelir sarı turuncu kümeler
erken gelen akşamlar doğanın makyajını siler
ölümün kokusunu gözden düşmüş yeşillere bulaştırır da hüzün
direğini burnun hınc hınç törpüler
sonbahar
şarkıların gitar vurgunu ney/in boğazda düğümü
bir sen harmanlarsın yalnızlığı hüznü bu kadar
bir sana kapılmakla bu kadar şey başlar
5.0
100% (1)