bir puhunun sesi uzar geceleri
elde rengarenk açan suskunluklardan başka şey kalmaz
rüzgara kapılmış yapraklar gibi göç eder
hüznün iplik iplik eğirip büktüğü anlar
ne sevinç ışıklandırı gözlerini
ne güvenli bir el uzanır demir atacağın
anlamaz halini eskisi gibi yıldızlar
anıların güz yanığı fotoğrafları
her köşeden bir an kışkıştır dolar boynuna
bir mangal köz dökülür yüreğine o zaman
o zaman
ayrılık nasıl yakar anlarsın

geçmiş ayaklanır
zorlar sınırlarını yarınlarda kaybolmaların
başlayınca alıp başını gitmelerin akını
utangaç ışıklara bodoslama dalarsın
gezindikçe ellerin boşlukta
isyanı can evinden vurur özleminin ateşi
o zaman
gölgeleri kovalamaktan rüzgarın diline düşer
o zaman anlarsın şaşmaz yasasını aşkın
işte
o gün yanarsın

M. Mustafa KILINÇER
13.03.2012 / Seferihisar