23
Yorum
9
Beğeni
4,9
Puan
1690
Okunma

nasılım biliyor musun
soluk alıyorum sadece/aklım hep firari..
hüznümü
kadın kıvrımlı bulutlara yükledim
sokak kedilerinde sevmediğim bir sessizlik
ıslak ve hadım edilmişler gibi
rüzgâra sarıyorum gözlerini
heyhât
hala ateş kokuyorlar
telaşlıyım
sözlerin beynimi dağıtır-sa diye
durmadan sorusuz cümleler biriktiriyor ellerim
(kördüğüm ellerim)
ay dolacak az sonra
ay
renksiz
ve bulanık
gücüme giden bir hızla kapanacak/güneşin perdeleri
ve sonra
ebediyete karışacak
mavi çocuğun pembe rüzgar gülleri
özgürlüğün bileşkesi tutacak kelepçelerimden
adını koyacağım içimdeki ağrının
(tutku)
metanetsizce öleceğim belkide
nüfusuna geçirirken birileri
beni
bu gece
seni bırakacağım sulara
yakut gözlü rüya/sızım
kar suyu ile yıkayıp hikayemizi
ve
lacivert bir ışık uzatacak annem
annemin gözlerinde kuzguni an(ı)lar
bir tuhafım işte
çokça riyakâr
sanki çaldılar kapımı/camını kırdılar fanusumun
jandarmalar uykuda
ölüm para etmiyor
diriler
şah mat olmuş
oyun moyun kalmamış mermer butonda
tanıklık ettim kendime
sana alıştığım için
astım kendimi
adam asmacada..
Çiğdem Parlayüksel
5.0
97% (30)
3.0
3% (1)