Aykırı anların yapraklarını attım aşkın kazanına
Sancılı bir konserin koltuğundayım, vakit dar
Kekre gözyaşımın ütopyasında haramiler var
Sorguda sevda, ruhumu acıtıyor artık prangalar

Ertelenmiş acıları eleyerek tenimizi dağladık
Kekre bir yuvarlanışla iç yalnızlığımıza sarıldık
O yanıtsız soruların ayraçlarından birlikte aktık
Gecelerin aşka akan derelerinde üryan yıkandık

Geçsin başımızın üzerinden parçalı bulutlar
Mor dağların eteklerinde karşılasın bizi şafak
Kaldır başını, her gün sana gülen maviliklere bak
Şarkıların ateşlerine at gövdemi, öpüşlerinle yak

Zaman kendi suretini çevirsin seven yüreğimizde
Her gün yeni ömürler biçelim şu yorgun tenimize
Seni soysun ellerim, kapansın kapılar üzerimize
Yangın mevsimlerinde aksın sular senin cennetine

Hangi acının rahmindesin, dizlerin kanlı bir sedir
Sevinç eski bir kilim, yorgunum, nerdesin!
Bulut bakışların harfler yağdırsa aşkın denizlerine
Mavi bir dalgakırana kapılıp sevda ülkene gelsem

Asık suratlı harfler biriktirdim aşka, an kırık
İsyan cüretkâr vakit, ruhum infilaktan sanık
Teselli kar etmiyor özleme, renkler karmaşık
Gitme yüreğimden, sensizlik hoyrat bir ıslık.

Acılar ektim mor dağlara, hüzün koydum adını
Çığlık demledim ocakta, sevişmeye ört kapımı
Aşkın meçhul hücresindeyim, sen açıver ışığımı
Elveda için çok erken, inkâr edemem varlığını

Selahattin Yetgin