4
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1158
Okunma

Soner çok etkilendi gördüğü manzaradan
Kütüphâne farksızdı nûrlu gâr-ı Hirâʼdan
İlmin olduğu serde, nûr içinde nûr olur
Dinin dolduğu yerde, evinde huzûr olur
Kâdim kütüphâneyi, anlatmak hayli zordu
Onun hakkında Nurcan tek şunları diyordu:
,,İlk kubbenin altıysa konferans salonudurˮ
,,Kullanılan koltuklar tekniğin en sonudurˮ
,,Tam burada olacak muhteşem şeb-i şiirˮ
,,Yıldızların altında taşacak histen nehirˮ
,,Marmara, dalgaları şiire fon kılacakˮ
,,Arkasında İstanbul ona resim olacakˮ
,,Hüzünlü gözden yaşlar yıldız gibi kayacakˮ
,,Her katreyi melekler, âb-ı kevser sayacakˮ
,,Gökte lâleler gibi açacak minârelerˮ
,,Semâya mahyâlardan uçacak şerârelerˮ
,,Gece pervâz edecek lâlelere meleklerˮ
,,Ki onlar minâreye sevdâlı kelebeklerˮ
,,Şâirler de okurken peygambere nâtlarıˮ
,,Mendil gibi açacak melekler kanatlarıˮ
,,Gökyüzü ağlar iken kubbeye şırıl şırılˮ
,,Gözyaşını silecek melekler harıl harılˮ
,,Mersiyede yıldızlar, hep yasa bürünecekˮ
,,Sema siyah elmasla murassa görünecekˮ
,, İstanbulʼun gözünden akar iken Marmaraˮ
,,Camiler başlayacak, her sabah âh u zâraˮ
,,İnci misâli sözler vuracak sâhillereˮ
,,Sevgililer onları saracak mendillere
Soner ÇAĞATAY (02:19) 19 Ekim 2011 / Wuppertal / Almanya
Kelimeler:
gâr-ı Hirâ: Hira mağrası
murassa: süslenmiş
şeb-i şiir: şiir gecesi
Not: Hoşça kal ,,Yok_Sul’ kardeş. Finale geldik. Sabrına çok teşekkür ederim. Selamlarımla
5.0
100% (7)