ederi kaç para dertlerin
kaç gram acının ağırlığı
kaç bülbül ağıdı, kaç gözyaşı
gülün yanağındaki çiy damlası


söylesene saki
birkaç yudumluk aşk şarabının
ederi kaç üzüm bağı

........

günbegün
alışır yürek uzaklığa
zaman bir bir soğururken acıları
daha bir tenhalaşır ayrılığın gölgesi gözlerde
umutsuz kuş kanadıdır hasret bir türlü havalanamaz
gönül diyarlarından

"eğil salkım söğüt eğil"
yaprakların yere değir


ay doğar
acının külleri savrulur
düş kaçkını yalnız zamanlara nur yağar
gece züleyha yüzlü yıldızları güldürür

......


her insan
kendi masalını yaşar
her insan verdiği kadar alır
her çiçek emdiği su kadar açar
her düş kendi bacağından asılır asılsız yalanlara


gün doğar
her gün bıkmadan usanmadan
sisten tül dökülür dağların zirvesine
umudun nefesi üfler bataklık kokan şehriyara
uyanır kendi kaderine küsen sokaklar
bir kedi miyavlar cılız sesinde açlık
bir iskarpin çığlığında dağılır sessizlik


devran aynı devran
döndükçe döner
ne masallar biter
ne de yaşam


su akar şıpır şıpır
zaman geçer tıkır tıkır
insanoğlu hep aynı bilindik, aklı fikri pılı pırtı
uzanınca sere serpe aldırmaz dertlere
hayat kolaysa, keyifler çantada keklik
yaşamı öper eteğinden yalap şalap
ayağa kalkar düşe kalka, hüzne bulandığında
süklüm püklüm


"eğil salkım söğüt eğil"
yaprakların yere değir...
su akar şıpır şıpır, zaman geçer tıkır tıkır









ayşe uçar
24/09/2011