19
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
2528
Okunma
……………………………………………………………………………………………………….
Dertliyim
Nedir hey erenler benim yandığım
Halden bilmez yar elinden dertliyim
Bu aşkın ateşi yaktı sinemi
Pervaneyim nar elinden dertliyim
Gafletten uyandım gözümü açtım
Aşkın küresinde kaynadım piştim
Yavru şahan gibi tuzağa düştüm
Kurtulamam tor elinden dertliyim
Bin bir niyaz edip eğledi beni
Bir kadim ikrara bağladı beni
Gül iken dikene dağladı beni
Kokulatmaz har elinden dertliyim
Çıktım şu alemi seyran etmeye
İkrar verdim bu ikrarı gütmeye
İndim bedestana pazar etmeye
Şimdi gezer şar elinden dertliyim
Virani’yim çeker yarin kahrını
Doldur ver içeyim aşkın zehrini
Muhabbete saldık gönül bahrini
Geçti zaman zar elinden dertliyim
……………………..
Virani
………………………………………….
16. yüzyılın 2. yarısı ile 17. yüzyılın ilk çeyreğinde yaşadı. Eğriboz adasında doğduğu kabul edilmektedir. İyi bir eğitim aldı. Türkçe ve Osmanlıcanın dışında Arapça ve Farsça öğrendi.
Hurufiliği benimsemiş bir Bektaşi aşığı olan Virani, bir süre Necef’te Ali’nin türbesinde türbedarlık ve babalık yaptı.
Bektaşiliğin ikinci piri Balım Sultan’dan el aldı. Şah Abbas’la (1587-1618) görüştü. Anadolu’nun bir çok yerini ve daha sonra da, Bulgaristan’da Deliorman ve Debruca’yı dolaştı. Necef’ten dönüşünde, Deliorman yöresinde bulunan Demir Baba Tekkesini ziyaret etti ve ondan icazet aldı.
Şiirlerinin toplandığı divanı bugüne ulaşabildi. Virani, Bektaşi düşüncesini işlediği yüzlerce şiirini de aruz vezniyle yazdı. Ancak halk arasında yayılanlar daha çok hece ölçüsüyle yazılanlardır.
Virani, Demir Baba Tekkesinden ayrıldıktan sonra Otman Baba’yı ziyaret etmek üzere yolunun üzerinde uğradığı Karlıova’daki Hafızzade Türbesinde rahatsızlandı ve öldü. Mezarı türbenin avlusundadır.
…………………………………………………………………………………..
)(-)(-)(-BUĞULU CAMLARA YAZDIM ADINI-)(((-208-)(-)(-)(
Hele arz edeyim hal ahvalimi
Bir vefasız yâr elinden dertliyim
Şu deli gönlüme olmuyor merhem
Yürekteki kor elinden dertliyim
Tutam dedim tutamadım elini
Gelcem dedi hep bekletti yolunu
Koklasaydım lüle saçın telini
Erişilmez zor elinden dertliyim
Fark edemez çevresinde döneni
Ben görmedim sevdasına kananı
Görmüyor ki yakınında yananı
Aşka sağır, kör elinden dertliyim
Kurban olam gözü ilen kaşına
Katar etmiş altınları döşüne
Sanki ateş benzer anka kuşuna
Peşindeki tur elinden dertliyim
O hilal kaşlar ki aratmaz yayı
Onsuz geçen her gün kayıptır zayi
Cemali aratmaz güneşle ay’ı
Gözüm alan nur elinden dertliyim
Bilmem ateş bacaları sadrımı
Sevdası da yüreğimi yordumu
Ulu orta anlatamam derdimi
Utanınırım ar elinden dertliyim
Lüzumsuz’u Şeyda etti ağlattı
Ateşiylen yüreğini dağlattı
Türkü yaktı,ağıt yaktı söyletti
Anlatamam sır elinden dertliyim
Sadık Dağdeviren
Aşık Lüzumsuz
5.0
100% (11)