Bir gün Musa’ya geldi kavmi...
Dediler Ya Musa..!
Bize birşeyler anlatmakta,
Şu dağda Rabbinle konuşmaktasın.
Biz deriz ki;’Sen gerçekten eğer nebi isen’
Davet et Rabbini de yemeğe gelsin bize bu öğlen!
Biraz şaşkın açtı ellerini Rabbine,
Dedi ki;’Rabbim, kavmim bekliyor seni öğlen yemeğine’
İlahi cevap titretti her tarafı,
’Geleceğim’! dedi bitirin tüm hazırlıkları.
Sardı bir telaş hem kavmini ,hem Musa’yı,
Kimi deve keserken,kimi odun topluyordu.
Şaka değil ’O’ yemeğe geliyordu.
O sıra bir garip ihtiyar çıka geldi.
Uzunca boylu,birazda teni esmerdi.
Musa’ya yaklaşıp;
Bu telaşa sebep ne?dedi...
Musa dedi; ’Ey ihtiyar ,uğraşamam şimdi senle git’
’Bir işe yaramak istersen ,alşu testiyi de dereye git’
Vakit öğlen olunca baktılar ki ne gelen var ne giden
Kavmi dedi ki Musa’ya kandırıyorsun bizi,
Sen gitte başkasıyla eylen.
Anlam veremedi Musa tüm bu olup bitene,
Çıktı Tur Dağı na açtı ellerini Rabbine.
Dediki;’Ya Rabbi gelecektin gelmedin hani bu öğlen?’
Kavmim alay etti benimle dediler git başkasıyla eylen.

Varlığı mutlak olan dediki;
Ya ! Musa gelmem mi ? geldim ben davetinize.
Rahmetle gelmiştim hem herbirinize.
Bir garip ihtiyarın kalbindeydi tüm Tecellim,
Ben geldim gelmesine de Ya Musa;
’Sen beni suya gönderdin’

Erkan Çevik/Bilindik bir kıssadan düzenlenmiştir.