19
Yorum
3
Beğeni
0,0
Puan
1379
Okunma
Dal biner dal üstüne, kanar taze budağı
Arsız yıl düşer ömre, susar dili, dudağı
Gözleri seçemezken, uç uç böceklerini
Karla karıştırıyor erik çiçeklerini
İçi nasıl oyuldu anlamadı gençliğin
Ağaçları anarken bir asa kesmek için
Kuş olup uçmak ister çocukluk günlerine
Birini yakalasa koyup kaçsa yerine
Değişmezken değeri tende dolanan canın
Kimse pirim vermiyor olgununa insanın
Hayatla dişe diştir bir şey artık giz değil
Dağlar avaz avazdır vadiler sessiz değil
El eder uzaklardan habersiz geçen yaza
Bağrını açar şimdi, rüzgara ve ayaza
Sonuna geldi bilir maraton koşusunun
Yalnız sesi duyulmaz duvar bir komşusunun
Geceyi iyi bilir karanlığın bilgesi
Duvarlarda gezinir gidenlerin gölgesi
Gözlerini oynatır zamane yılışığı
Bin yıllık özlem duyar öpmek için ışığı
Güneş eşik dibinden geçerken baş eğerek
Bakar günün yüzüne şöyle gülümseyerek
Gözlerini çıkarıp savururken boşluğa
İnan hiç benzemiyor yaşlılık sarhoşluğa
Al artık senin olsun güzeller güzelini
Yalnızlıktan korkarım ey zaman ver elini
Hayrettin YAZICI