31
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
5249
Okunma
Bursa gönül teli, yürek buğusu,
Bahçemizin en alımlı kuğusu,
Asırlardır ozanların sagusu;
Kendine yar kılmış, Bursa’yı zaman,
Çeker ırakları bir ince keman...
Bursa ruhumuzun mihenk taşıdır,
Ezelden, ebede bir yol başıdır,
Örgüler içinde Hint kumaşıdır;
Her diyarda aramakla bulunmaz,
Suları mercandır içip kanılmaz...
Her yürekte esen bir sevda yeli,
Zannedersin deymiş Tanrı’nın eli,
Severim ben seni bildim bileli;
Ne yanından baksam, sana doyamam;
Kıyarım kendime, sana kıyamam.
Gezerken anlarsın Bursa şehrini,
Burada görürsün dinin sihrini,
Ve çekersin bir güzelin kahrını;
Aklın kalmaz terk ettiğin illerde,
Yıkarsın gözünü yeşil dallarda...
Arada bir şehri gör Tophaneden,
Bulunur güzellik sana el eden,
Usanma, gez, dolaş hiç dinlenmeden;
Bir topak al Uludağ’ın karından,
Kurtul sıcaklığın korkularından.
Öylece yeşilde kalsın gözlerin,
Dal git hülyasına şehzadelerin,
Öyle bir tarih ki, derin mi derin ;
Kaderidir sanki iki devletin,
Bitmez hazinesi Büyük Milletin.
Çeker seni eski Bursa evleri,
Bay bay eder kızı ve gelinleri,
Bursa da tanısan sen anneleri;
Beyaz gül açılmış sanırsın güne,
Gülümserler gider gibi düğüne...
Kızları hep güzel, ince, nazenin,
Tutulsun da bir gör, ağzın ve dilin,
Başka yerde adı çıkmış güzelin;
Gezenler bilirler yok başka yerde,
Sanırsın yürürler bembeyaz karda...
Neresinden baksam eksik kalacak,
Gel topla sevgiyi sen kucak kucak,
Yarın yola çık gel, oldu olacak;
Bir bardak çayını iç Emirhan’da;
Yorulmazsın Uludağ’a çıkanda...
Hayrettin YAZICI
(Eski defterden...)