16
Yorum
5
Beğeni
0,0
Puan
1571
Okunma
Böyle kapımızda ne satar rüzgar
Tükenmez mi bunun nar’ı, narası
Sirenler çalarak gelir kaç katar
Belli, peşin ödenmiştir parası
Güneş mordan örtmüş naz duvağını
Belli ki özlüyor gençlik çağını
Dağlara uzatıp alt dudağını
Vardır rüzgarlardan hesap sorası
Kıskandırmak için onca eceyi
Ay ayaza durmuş bekler geceyi
Ağzından çıkarıp bu son heceyi
Sağalsın istiyor ağır yarası
Derde merhem olmak mıdır meramın
Kaç dilin var senin, nice haremin
Dünya durduk beri haramilerin
Son bulmuyor dağda taşta korosu
Açması çiçeğin, gülün gülmesi
Bize yoldaş olur suların sesi
Az bulunur böyle gönül kirlisi
Kurarken kulaktan kulağa pusu
Dayayıp başını nazlı bir yara
Çekilsene şöyle sende kenara
Halini sorarız biz ara ara
Birlikte uyuruz bir gül uykusu
Ey sevdiğim nedir senin melalin
Aç kolların benim senin helalin
Bir keskince sirke olsa da dilin
Dudağında gelir abıhayat su
Geçme kapımızdan sana darıldım
Zamansız estin ya ona kırıldım
Bu yüzdendir sensizliğe sarıldım
Bitmedi gönlümün uzun koşusu
Hüzünlenme sen de gönlü tasalım
Çağırılınca gel birlikte eselim
Güne sitem edip aya küselim
Dinlensin dört yanda aşkın hu husu
Hayrettin YAZICI