1
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1059
Okunma
I.
Varisi olmadığım günahlar kaldı babamdan
Bir düş fırkateyniydi annemin gözlerinde gezindiğim
Üşüdüğüm gecelerde şal gibi üstümü saran rüyalar
İmanı zayıf bir aşkın habercisiydi
Muştusu olmayan sabahların kehanetini araladı gözlerim
Beklemenin tahammulsuzluğunu bilmeyen istasyonlarda
Çocuk sesi,çıngırak sesi,ağlama sesi,su sesi
Velhasıl,üşümekli bir gecede ısıttı ensemi ölümün nefesi
II.
Omurgasız duyguların çığlıkları yankılandı kulaklarımda
Suları boşluğa akan şelaleler gözlerimde
Botanik bir bahçesi olmalıydı cennetin
Tarifi olmamalıydı sonsuzluk denilen şey’in
Bir tutam zaman,bir tutam ısırgan otu
Kaynadı kehanetin suyu bakır kapraçta
Fikrimi sokan arıların iğnesi saplandı tenime
Tertemiz bir bebekken,kim bulaştırdı bu pisliği genime
III.
Nihayetine erişilemeyen yolların başında bekleyen adamlar gördüm
Uğuldayan her rüzgarın bin derdi olduğunu
Doğmadan ölen bir çocuğun kaderini
Çetelesi tutulamayan sevdaların bir gün bittiğini
Ömür denilen şeyin çaresizliğini
Muzdaripliğini gördüm bakışlarında yıldızların
Sefilliğini her gece olduğunda güneşin
Ellerimi dokunduğunda nasıl yaktığını ateşin
VI.
Samanyolunda meram arayan hasta gibi
Dibi görünmeyen suların azizliğinde
Aradım durdum silüetimi
Otokopisiz kağıda yazdığım her şiir
Bir alt nushaya geçmeyen ölüm
Ve fotokopisi çekilemeyen zamanın
Otopsisini yaptığım dar vakitlerde
Kemiklerimden çıkarttım bir kez daha etimi
5.0
100% (1)