15
Yorum
14
Beğeni
5,0
Puan
2989
Okunma

Hayat artık benim için üç kelime
Yorgun bir gecenin hüznü dilimde
Paylaşılacak bir lokmam var bir kaç kelamım
Biraz aşk,biraz ölüm korkusu gözlerimde
Gidin şimdi isterseniz o çok sevdiğiniz kalabalıklara
Bir çocuk daha öldürün Halepte
Bin ümidin boğazını düğümleyin Humusda
Kısık gözleriyle lanet okuduğunu görmeyin aynaların
Herzamanki gibi sessiz kalın
Gözyaşıyla ölümün çaresiz bedendeki dansına
Sonra yiyin için hiçbirşey olmamış gibi
Kutlayın bayramını sorumsuz kalbinizin
Kapınıza gelemez nede olsa hiç bir lazkiyeli çocuk
Ve siz şekere bile boşuna para verirsiniz
Ve siz çocukları aslında herşeyden çok seversiniz
Bazen şiirler bile dokunuyor kanıma
Bir rüzgarın peşine takılıp kaçasım geliyor
Ah içimde birde Allah korkusu olmasa
Oynamasam Şeytanla her vakit köşekapmaca
Her seher vakti rüyamda ağaçlar devriliyor
Önümü kesiyor kırk haramiler
Eski dostum bir kaç karabasan ve ben
Aynı kabdan içiyoruz sonsuzluk çorbasını
Farkındayım tad almıyor dilim eskisi gibi
Tuzu eksik bir dünyayı yiyoruz şikayetsiz
Bir doldurup bir boşaltıyoruz ömrün torbasını
Sizce nereye gidiyoruz beş parasız ve biletsiz
Üzerimizdeki elbiseler kah desenli kah desensiz
Tarif edin bana aşkı,ölümü ve cenneti
Cennet gözlü bir melek nasıl olur
Ve nasıl okunur sırrı gözlerdeki aynaların
Perdelerin ardındamıdır mutluluk dediğiniz
Zannettiğiniz zanlarınızıda alın yanınıza
Bazen zannetmedikleriniz kadardır hayat
Tanık olmak bir karıncanın simsiyah ayaklarına
Ve okşamak yetmezmi bir çiçeğin yanaklarını
Henüz vakit varken kışa
Ve hala dört mevsimken hayat
Ya da
Ya da
Göç edelim isterseniz hemen şimdi bulutlara
Aşağıdan bakmakla bulutların içinde olmanın farkını söyleyin bana
Belkide bulutlardan bakmak daha güzeldir aşağıya
İki gözle yüzlerce şeye bakabilmek gibi işte
Bir kalple çok şeyi sevebilmek gibi
Mum ışığında okurdu okunası şeyleri babaannem
Boşluk örerdi ruhumuzda örümcekler
Örümceğin öremediği bir boşluk kaldı oysa içimizde
Ve farkında olmadan düşman olduk birbirimize
Artık okşanası saçlarım yok
Epey oldu gülüşlerim düşlerimi terkedeli
Elimde kırık bir desti buruk bir kalp
Destici kalmadı yazık
Zaten kalp tamirciliğide hiç meslek olmadı
Okunası hayallerim vardı oysa
Bayramlarım vardı iki taneden fazla
Bedenim büyüdüğünde küçülen elbiselerime tezat
Küçüldükçe elbiselerim büyüdü hırslarım
Arsız bir çalıkuşuydum belkide
Öterdim her ikindi vaktinde
Zaman
Ahh
Vefasız zaman
İkindiler kısaldı geceler uzadı artık
Ve biz hep zamanın artıklarını topladık
Dürüp bir kenara koyduğumuz annemizin mendili gibi
Sümüğümüzü silemeden eskidi zaman
Siz şimdi varın kendi derdinize
Kaderinize bir çelme daha takın
Yetim çocuklar doğurun zevkinize
Aşkın suyunu sıkıp için iki elinizle
Kendinize göre coğrafyalarda yaşayın
Haritaları değiştirin ölçeklerle oynayın
Bir seccade bile olmasın evinizde
Pusulasızda bulursunuz nede olsa siz yolu
Seyr halinde bütün ihtiraslarınız
Pire gibi dadanın dünyaya
Dadaloğluna kalsın miraslarınız
Benki miras yemem bir adımda Adem
Haram lokma!
kızım dokunma!
Diyen bir annem vardı
Birde geceyarısı terli terli eve gelen babam
Ve kanter içinde kalırdı günüm
Yarından endişem yoktu
Dökülmüştü günahlarımın dişleri
Sevaplarımın dişleri çoktu
Oku fırlamışken zamanın
Yaydan çıkmışken aşk
Ve raya girmemişken umut
Şeytanla muhatap olmanın anlamı yoktu
Harflerimde çoktu eskiden kelimelerimde boldu
Bereketliydi yıldızlar teker teker saymazdım
Urbama güneş doldururdum
Yağmurdan önceydi rüzgarla tanışıklığım
Ben önce Allah’a sonra gökkuşağına aşıktım
Artık bomboş sanki kaldırımlar
Ve yıldırımlar ürkütücü
Türküsünü bilmediğim dağlaramı yanayım
Söyleyin olanlara mı yoksa size mi inanayım
Bir çocuk doğuyor Çinde
Bir çocuk ölüyor içimde
Ben çocuk olmanın ne demek olduğunu sizden iyi bilirim
Siz günahsız yere ölmenin ne demek olduğunu söyleyin
Ve lütfen söyleyin çoğalıp duran şu kalabalıklara
Slogansızdır sevmek ve slogansızdır ölüm
Bırak onlar zamanı yiyip doysunlar
İçlerinde kötülük örgütlensin
Maksat soyunmaksa çırılçıplak soyunsunlar
Şehirler onların olsun onların olsun tüm köprüler
Pireyle deveyi çifleştirip sevinsinler
Sokak ortasında yatsın cesetler
Onlar çatı katında sevişsinler
Şimdi sen ya çok sevin yada ümit et sevilmeyi
Seni almaya geldim diyene kadar bir ses
Bekle boş bir istasyonda
Ve ayrılık şarkısı çalsın radyoda
Gözlerin ya yaşlansın yada yaşlansın bedenin
Oldum olası ıslaktı ülken ve ıslaktı hayallerin
Ta ki ıslık sesini duyana kadar vuslatın
Yolcu et gururunu bilmediğin ülkelere
Bir valiz onurun olsun yeter yanında
Ve bir bayram şekeri ellerinde.......
*Şiirime yorumuyla hayat veren Edip Ahmet hocama ,Güne düşüren değerli seçki kuruluna ve yorumlarıyla beni onurlandıran tüm şiir dostlarına sonsuz şükranlarımı sunuyorum.
5.0
100% (19)