0
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1321
Okunma

Dokunuyorum
suya dokunur gibi göğsüne
hissetmiyorsun incelmiyorsun
güvenmiyorsun işte hiç kimsenim yani!
üstüne dökülüyor gül den yapraklar
hilal gibi buğulanıyor hayal evrenimde
sesler yükseliyor gülümsemelerim mavi
gökyüzü urgan sarkıtıyor boynuma
damarlarımı kesiyor bir bıçak sinsice
uğultularla bölünüyorum gececil sevdam
ölüm değildi hicretim mafsallara gömüldüm
bitmez bitmeyecek avuçlarından
bakır taslarda aşkı kuşanıp
çığlık çığlık kıpkızıl cehennemi içtiğim
o anda başladı inkarım olan tecritim
ey vedayı yaldız ile süsleyen kadın!
ben akdenizin güneşi gibi yak
ahu gözleri dibsiz kuyularda ışığım olan kadın!
meşalem ol gölge oyununda
karanlığa alıştığım kadar
alışamadım ölümün buluşturduğu çembere
sana susadım
aldırmadan gelinciklerin varlığına
şimdi göğsünü vedanı ve ölümü unuttum
azad ediyorum sana susayan aklımı
seni bekliyorum gececil sevdam
deli gömleği giydiğim bu köhne mahzende
geleceksen bileyim göklere açılsın avuçlarım
sen ey çığlığımın içre içre hergün sesi
kesildi damarlarım sen gibi kan boşaldı
ince ince mahşer şimdi
ölebilirim binkere dirilmek için sana
ey gececil sevgili.