25
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
3044
Okunma

___________4.8.2002
her şeyden korktuğum zamanlardı
şiirler yazıyordum kimsesizliğime
yoktun önceleri
büyülü bir sırdın içimde
gelmesini beklediğim bir yolcu
görmeyi istediğim bir rüya
en çok özlediğim
en çok istediğim
aşk’ı beklerken gelmiştin
kucak dolusu sevecenliğinle
gelişin dalgınlığıma denk gelmişti
iyi ki’lerce merhaba oldun sonra
soğuk heykellerin ruhsuzluğuna saklanmıştım
ay ışığı takip ediyor sanıyordum gölgemi
gözden kayboluyordum her gece
sanıyordum ki yıldızlar şiirlerimi saçacak yerlere
sapanla vurulan kuşlar gibi ölecek heveslerim
beni deli edemeyecek mısralarım
zihnim devinecek sonra
huzurlu geçmişimize yasladın endişelerimi
’gelecek’ dedin
geleceğimiz...
umut oldun umutsuz ikilemlerime
sadeliğinle gürültüleri susturdun
ortalık şamatadan geçilmezken
sen güven veren bir tohumdun
büyüdün köklerin ruhuma sarıldı
vişne çürüğü renginde kızardı yüzüm
tırnaklarımı geçirince tenine / derine !
ne kalem, ne kağıt
yetmedi seni anlatmaya
benim sakin limanım
suskun adamım
ilk günkü gibi aklımdasın
yitik hafızama inat
derdim şimdi savrulan bir yaprak
iyi ki geldin nesefim
hünerli, naif ellerin
şenliklerde rengarenk balonlar gibi
mahur makamında bir sena ellerin
gözlerin bahçedeki dut ağacı
savruluşuna karışır aklım
sesini duyunca dağıldığım
gülümser müzeyyenim
fulya/4AĞUSTOS2011
5.0
100% (27)