24
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1106
Okunma

incecik bir kadehten damlamıştı
geçen yıl eylül yağmurları
öylesine zarif. öylesine nazlı.
nazlı dediğime bakma/ pekâlâ
yıkayıp paklamıştı alınyazımızı.
yazdan yorgun düşmüştük
şendik/ önümüz hazandı
o saçların tel tel
rüzgarlara mısra mısra beni yazan
pek kumral haylazlardı.
kaderi kadehinkiyle eş miydi de;
çıt dedik aşk kırıldı?
böyle çöl bir eylül görmemiştir
hazanbozan saçların senin
yağmurlar eylül meylül dinlemeyecek
ve melul gözlerimden dökülecek bu yıl
yani duaya çıkma;
yok bir faydası.
ve zamansız
ve apansız
ve pek arsız şu acımı taşımak isterken
o hamal dallar da bir gün...
çıt diyecek. öleceğim.
o vakit utanma
"çıtkırıldımdı" yaz
mezarımın taşına.
nasılsa kıpırdayamaz
ölülerin dudakları.
JD