22
Yorum
5
Beğeni
0,0
Puan
3442
Okunma

Tenindeki parfümün kokusunu saymazsak
Bir vakitler burnuma Karadeniz kokardın
Saniye yıl olurdu sesimizi duymazsak
Telefonda be gülüm bana ne dil dökerdin
Aklına estiğinde sokağıma gelirdin
Gayet şık ve yerinde giyinmeyi bilirdin
Balkona çıktığımda neşelenir gülerdin
Her gün köşe başından gizli gizli bakardın
Dudağında bir ıslık tuttururdun çoğu kez
Bir taraftan korkardın el görürde çıkar söz
İlkbahar’a dönerdi sarı saçlı solgun güz
Leyla’yı Mecnun yaktı beni de sen yakardın
Kaçamak buluşmalar tatlı gelirdi bize
’Prensesim’ diyerek başlardın hemen söze
Bazen nazar değerdi senle gelirdik göze
Ne zaman kavga etsek önümde diz çökerdin
Bir masaldı aşkımız efsaneydi o yıllar
Aramıza girse de ayıramazdı yollar
Ölçüsüzdü sevdamız boştu para ve pullar
Saçlarımı okşayıp derin bir ah çekerdin
’Sevgi emek işidir’ bende çok emeğin var
Önce Rabbi bir bildim sonra da seni ey yâr
Beni yine o eski hevesinle sev ve sar
Unutmadım bir bana sen boynunu bükerdin
ASİYE ALEV AKBOĞA