1
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
784
Okunma
Dalgalara düğüm atarak,
denizi susturamazsın...
Nasıl arılar, polenin en bol olduğu çiçeklere hücum ediyorsa,
acılar da öyle şehvetime konuyor...
Ay kanatlım,
incecik bir renktir benimkisi,
üfledin mi doğacak...
Karanfil/in doğusunda
kehribar yavruları
şakıyor kokularından büyüsü...
Solungaçlarımsın benim,
karaya çıkarma beni,
böyle iyi denizin suskunluğu...
Tırnak içlerindeki,
kir mi?
Ayrıntı mı?
Sağır cümlelerin bize buyurduğu...
Bir mahkum gibi,
volta atıyorum,
ruhumun içinde...
Ne yaptın!
Ne yaptın be güzelim!
Kim kaldıracak şimdi,
bu yıkıntıyı ruhumdan?
Onca duyguyu
nasıl diriltirim şimdi yeniden...
Pikap iğnesi çok yaşlanmış dedilerdi,
ziyaretine gittim,
köhne bir binanın dördüncü katı.
Kapı açıktı.
İçerde yüzyıllık kesif bir koku.
Duvarda rahmetli gramofonun resmi.
Pencerede bir ilan :
"Ev sinema sisteminden satılık daire"
OKtay Coşar
5.0
100% (2)