1
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1155
Okunma

Yine belirdi uzakta!
Hiçbir sabah ne bir dakika geç
Ne de vaktinden biraz erken selamlardı iki yakayı.
Bir sağa, bir sola yatar
Ama asla yenik düşmezdi dalgalara
Hacıyatmaz misali.
Boğazın eşsiz akıntısında
Usta bir sörfçü edasıyla yol alırdı,
Ve o vakit kıyıda da bir çift göz seyre dalardı...
Sekiz Onbeş Vapuru’ ydu yolu gözlenen
İskeleye yanaşınca insan seli yaşanan.
İnen yolcuların koşuşturması
Olabildiğince hızlı ve kararlı atılan adımlar
Denizden karaya taarruz eden
Bir ordu misali.
Lakin her sabah aynı kargaşada
Beyaz tenli, minyon tipli
Küçük bir hanımefendi vardı beklenen;
İki kıtanın arasında öne çıkan
Görkemli Sekiz Onbeş Vapuru gibi.
Uyku sersemi halimle
O kalabalığın arasında
Kolayca seçebiliyordum bu küçük hanımefendiyi;
Gökyüzünü saran kapkara yağmur bulutlarının arasından
İte kaka sıyrılıp,
Tüm ihtişamıyla kendini gösteren
Güneş misali.
Vapurun üstü açık kısmında belirdiği anda
Güzelliğiyle aynı farkındalığı yaratıyor,
Etrafa saçılan göz alırlığı
Kalbimin yaydığı tüm frekansları kendinde topluyordu
Mıknatıs misali.
Sabahları yataktan alelacele kalkıp
Bir randevum varmışçasına hazırlanmam da,
İskelede sevgilisini bekleyen gençler gibi
Sekiz Onbeş Vapuru’ nun yolunu gözlemem de,
Artık bu "küçük" hanımefendinin
Hayatıma fısıldadığı "kocaman" bir Merhaba’ ydı...
-Halis İPEK-
tr-tr./people/Halis-%C4%B0pek/1469646329
5.0
100% (1)