2
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1376
Okunma

Nâmık Kemâl Sonerʻi, görünce hemen sordu:
,,Bu sarı civân da kim?” İkbâl birazcık durdu
,,Şey efendim! Bu civân, şâir Soner Çağatay”
,,Şiirle iştigâli, takriben on dört ay”
,,Üstâdım! Şâir Soner, şiiri bırakıyor”
,,Parlak istikbâlini, açıkcası yakıyor”
,,Niçin evlâdım niçin?” Diyerek sordu Kemâl
Soner: ,,Şiirimizde, âşikârdır izmihlâl”
,,Bu benim çok zoruma, gidiyor şâir Kemâl!”
,,Bu millet, çoktan demiş, şiire bir hoşçakal”
,,Şimdiki şiir sanki, kelimelerle yama”
,,Yazan kalemin ağzı klişeyle yalama”
,,Kelimeler rastgele, diziliyor mısraya”
,,Şiir kalmış tamamen yazı ile turraya”
Sessizliğini bozdu, az konuşan Abdullah:
,,Cevâmiʻul-kelimdi, Hazreti Rasulullah”
,,Az konuşurdu ama; öz konuşurdu rasûl”
,,Şâir de şiirinde, az konuşmakla mesûl”
,,İsâbet buyurdunuz” dedi Yunanlı Nevres
,,Buna misâl olarak, şu şiir herkese bes”
GÜL YAĞINI ELLER SÜRÜNÜR (Nevresʻe ait)
Senden bilirim yok bana bir fâide ey gül!
Gül yağını eller sürünür çatlasa bülbül
Etsem de abesdir sitem-i hâra tahammül
Gül yağını eller sürünür çatlasa bülbül
Ellerle o zevk etdi ben âteşlere yandım
Çekdim o kadar cevr ü cefâsın ki usandım
Derlerdi kabûl etmez idim şimdi inandım
Gül yağını eller sürünür çatlasa bülbül
Senden güzelim çâre bana katʽ-ı emeldir
Etsen dahi ülfet demem ellerle haleldir
Agyâr ile gezsen de gücenmem ki meseldir
Gül yağını eller sürünür çatlasa bülbül
Gördüm açılırken bu seher gonçeyi hâra
Sordum n’ ola cevr ü cefâ bülbül-i zâra
Bir âh çekip hasret ile dedi ne çâre
Gül yağını eller sürünür çatlasa bülbül
Bî-gâne edâdır bilir ol âfeti herkes
Ümmîd-i visâl eyleme andan emelin kes
Bî-hûde yere âh u figân eyleme Nevres
Gül yağını eller sürünür çatlasa bülbül
Kemâl de alkışladı Nevresʻi hayranlıkla
Etraftaki insanlar, dinledi şaşkınlıkla
,,İşte hakiki şiir!” diye haykırdı Kemâl
,,İnci gibi cümleler, câmidir bin cemâl”
,,Hüdâ efzûn ede ikbâl ü ömrüm kim medîhinle”
,,Maânî-sencdir evzânı tab-ı nükte-pervâzın”
Beytini inşâd etti, sözün ardından Nevres
Soner: ,,Üstâd, beytiniz hakikaten de enfes”
Abdullah: ,,Ölçülüdür, kelâmı nüktedânın”
,,Bu da hediyesidir, bana yüce Hüdâʻnın”
Soner ÇAĞATAY (17:45) 13 Temmuz 2011 / Almanya / Wuppertal / Almanya
Kelimeler:
katʽ-ı emel: Emeli kesmek, ümidi kesmek
Abes: boşuna
Sitem-i hâra: Dikenin sitemine
Agyâr: Bu kelime ,,gayr” kelimesinin çoğuludur. Gayr, başkası anlamındadır. Ağyar da başkaları, düşman, rakib ve dünyaanlamına gelir.
Bî-gâne: kayıtsız, laubali
Ümmîd-i visâl: Kavuşma ümidi
Bülbül-i zâr: İnleyen bülbül
Bes: Yeter
Andan: ondan
İzmihlâl: Yok olmak, yavaş yavaş azalıp yok olmak
,,Hüdâ efzûn ede ikbâl ü ömrüm kim medîhinle”
,,Maânî-sencdir evzânı tab-ı nükte-pervâzın” ( Aynı kitap:98)
Hüda çok / uzun etsin ömrümün geleceğini beni övenlerle
Nükteyle uçan tabiatın / fıtratın vezinleri ölçülü manalardır.
Câmi:Toplayan
Not: Osman Nevres ve Divanı: Dr. Bayram Ali Kaya, sayfa 339. Akçağ yayınları.
Not: Osman Nevres bu şiirini İstanbul’da sevdiği fakat ona kavuşamadığı ve başkasıyla nişanlanan bir kız için yazmıştır.
5.0
100% (7)