// ........tenimde eğreti bir yalnızlık, kolumda seyirti giderek siyahlaşıyor kirpiğime kapanan kahpe kepenkler.......//
kibrit kutusuna sığdıramıyorum sözcükleri tek atışta vuruluyor göğsümdeki nişangah riyakar ve mazoşist/gece yarıları..
her salise amansız bir devran bitkisel hayata bağlandı umutlar hınca hınç özlemek ne kadar sıradan ya o tek taraflı sevişler? sağır bir akşamın kirmen eğirtisinde bir melek aradık da ne oldu alnımıza erken yazıldı cehennem yazıtları
çıngırağı suskun bir yılan gibi usulca aldık koynumuza sevdayı kaypak şarkılar söylendi üzerimizden sarı dudaklı yıldızlara sızlandık taklalarını özledik neşeli güvercinlerin detone oldu ruhumuzun keman sesi
aşk’a küstük içimizdeki masal kahramanının üvey kardeşi gibi O gidince a n l a d ı k..
Çiğdem Parlayüksel
Paylaş:
5 Beğeni
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
ve yalnızlık. yurekten sevmenın bedelıdır yalnızlık. ve yalnızlığın ertesı yuzu sessızce ölümdür. ve aşk, ateşe gıydırılmış kar gıbıdır. ve onsuzluk, bır muddet huzunlerle geçiştirilse de aslında yureği yaralayan har gıbıdır. dılınıze yureğinize sağlık.
// ........tenimde eğreti bir yalnızlık, kolumda adi bir seyirti giderek siyahlaşıyor kirpiğime kapanan kahpe kepenkler.......//
Eğreti; belirli bir süre sonra kaldırılacak olan, geçici, muvakkat; uyumsuz, yakışmamış. Geri verilmek üzere alınmış olan, emanet; iyi yerleşmemiş, yerini bulmamış ve takma anlamlarına gelmektedir. Seğirti ise; Genellikle vücudun bir yerinde deri ile birlikte derinin hemen altındaki kaslar hafifçe oynamak anlamlarına gelindiğinde tenimizdeki yalnızlığın yakışmadığını ve kolumuzdaki seğirmenin ise kepenklerin giderek siyahlaşması açılacak olanların açacak dermanın kollarda olmayacağı anlamına gelmektedir. Ya da gözlerimizin görmesi gereken güzelliklerin yavaş yavaş kaybolduğunun anlatımıdır. Çünkü kirpiklerimiz kepenkle kapatılmış ve onu açacak derman artık kalmamıştır.
kibrit kutusuna sığdıramıyorum sözcüklerimi tek atışta vuruluyor göğsümdeki nişangah riyakar ve mazoşist/gece yarıları…
Gecelerin insana ıstırap verecek derecede üstüne gelmesi içinde bulunulan halin tasviri açısından önemlidir bence. Riyakârlıklar nişangâh haline gelmiş yüreğimizi talan ederken kibrit kutusuna sığdırılmış sözcükler bile derdimize derman olamayacak kadar kifayetsiz kalmaktadır.
her salise amansız bir devran bitkisel hayata bağlandı umutlar hınca hınç özlemek ne kadar sıradan ya o tek taraflı sevişler? sağır bir akşamın kirmen eğirtisinde bir melek aradık da ne oldu alnımıza erken yazıldı cehennem yazıtları
Arayışlar her ne kadar yürekleri talan etse de, bir melek hasreti bileklerde pranga olsa da, tek taraflı sevmeler bedeni harmanlasa da, özlemler sıradanlaşsa da, her an amansız bir debdebe olarak karşımıza çıksa da, cehennem yazıtları alnımıza erken yazılsa da sevda usulca koyna alınmıştır. Bunu da bir alt bentten anlamaktayız…
çıngırağı suskun bir yılan gibi usulca aldık koynumuza sevdayı kaypak şarkılar söyledi üzerimizden sarı dudaklı yıldızlar taklalarını özledik neşeli güvercinlerin detone olurken ruhumuzun keman sesi
Yılan genelde sessiz ve sedasız yaklaşır insana ve eğer saldırılacağını anlarsa ses çıkarmaya başlar. Eğer sevda çıngırağı çıkarılmış bir yılan benzetmesine tabi tutulmuşsa onun saf ve masum olduğuna zehirsiz olmadığına delalet eder. Güvercinlerin taklalarını özlemek geçmiş hatıralara yapılan nezih bir göndermedir. Çünkü bu zaman ruhumuzun keman sesini detone etmiştir. Yıldızlar yalancı parlayışlarla kaypak ışık süzmüştür üzerimize. Sahtelikler riyakârlıkların sarı sözcüğü ile anlatılması ise çok önemlidir. Sarı yalakalığın temsili açısından da dillendirilen bir renktir aslında.
aşk’a küstük içimizdeki masal kahramanının üvey kardeşi gibi O gidince a n l a d ı k…
Aşka küsmek aslında gidenin ardından duyulan özlemin en kuvvetli belirtisine delalet etmektedir. Çünkü masal kahramanımız gidince ve varlığında kıymeti bilinmeyince küskünlük ancak kendi ettiklerimize olmaktadır.
Güzel bir serbest şiirdi… Şairini tebrik ediyorum....
Ne varsa bu gece yarılarında? Neden gerçekleri anlatırlar bize? Neden hayal dünyasına daldırmaz,bulutlarda dolaştırıp umut aşılamazlar ki bize? Neden hep acımasız olmak ve hep o taraftan bakmamızı sağlarlar ki bize? Neden düşman gibidirler geceler,biz ne yaptık ki onlara?
Bu sorlar gökgesinde,tertemiz safiyane duygularla bezeli,çok güzel bir şiir okudum sayfanızda..Her zaman gibi özggün kelimeler ahenkle raks etmekte dizelerde..."Mazoşist geceyarıları","bitkisel hayata bağlanan umut","hıca hınç özlemek","çıngırağı suskun yılan sevda","sarı dudaklı yıldızlar","detone olan ruhun keman sesi".....O kadar güzel imge ve sözler ki,şiirde pırlanta kadar dikkat çekiciler...Şiirde,imgeleme düzeyini çok iyi kontrol edebilmeliyiz..Bana göre,çok yoğun imgelemler anlatımı boğabilir,azı da şiiri düz bir boyut kazandırabilir..Bu bağlamda,gerek bu şiirde,gerekse de diğer bütün şiirlerinizde buna çok dikkat ettiğinizi ve bu nedenle de yazımlarınızın özgün bir hava kazandığını söylemek ve kutlamak isterim...
İsmi ve anlatım itibariyle,o kadar iddialı bir konu ki,bu sebeğle,bu manada çok fazla şeyler söylenebilir,anlatılabilir..İşte belki bu yüzden,bana şiir biraz kısa gibi geldi..Bir iki kıta daha olsaydı sanki,şiir bu haliyle de güzel olsa da,çok daha fazla bir ivme kazanırdı gibi geldi bana..Bir eksiklikten söz edilecekse,ki bu eksiklik olarak algılanmamalı,bu olabilirdi ancak..Bir de,ilk kıtada,"hedef" ve "nişangah" ayno dizede aynı manaları taşıyor olması nedeniyle,hedefte yerine "atışta" denilmesi daha uygun olurdu kanaatindeyim...
Tebrik ediyorum güzel şiirinizi ve kaleminizi..Hüzün dolu günlerin geride kalması dileklerimle..Sevgiler ve saygılarımla....
Sevgili Seber, tüm düşüncelerinize katılıyorum. Gerekli düzeltmeyi yaptım. Ama bahsettiğiniz gibi bir kıta daha olabilirdi..Olmadı. Çok ilginçtir bazan kalemi zaptedemiyorken bazan da tek sözcük bile yazdıramıyorsunuz, durmak isteyince :)
Teşekkür ediyorum zaman ayırdınız ve değer kattınız.. Nice gün ışıklı şiirlere diyelim.. Saygılar
Sevgili Seber, tüm düşüncelerinize katılıyorum. Gerekli düzeltmeyi yaptım. Ama bahsettiğiniz gibi bir kıta daha olabilirdi..Olmadı. Çok ilginçtir bazan kalemi zaptedemiyorken bazan da tek sözcük bile yazdıramıyorsunuz, durmak isteyince :)
Teşekkür ediyorum zaman ayırdınız ve değer kattınız.. Nice gün ışıklı şiirlere diyelim.. Saygılar
Canım, bende özlemişim seni ve şiir gözlü tüm dostları. İş yoğunluğumdan sabah gelip tıkladığım siteye çokta vakıf olamıyorum, her ne kadar aklım asılan şiirlerde olsada. Dün gece içimde ki sıkıntıyı önce kağıda, sonrada sayfama dökmüştüm. Değerli ziyaretin ve beğenilerinle anlam kazanmış. Sağol var ol. Kalbimdesin her daim. Sevgilerimle canım..
Canım, bende özlemişim seni ve şiir gözlü tüm dostları. İş yoğunluğumdan sabah gelip tıkladığım siteye çokta vakıf olamıyorum, her ne kadar aklım asılan şiirlerde olsada. Dün gece içimde ki sıkıntıyı önce kağıda, sonrada sayfama dökmüştüm. Değerli ziyaretin ve beğenilerinle anlam kazanmış. Sağol var ol. Kalbimdesin her daim. Sevgilerimle canım..
işte böyledir,geceyarısı duyguları...ta şuracığımıza saplanır gecenin o efsunlu hali ve kanırta kanırta feryatlarımıza kulak misafiri olur geceyarısı yalnızlıkları...ne yaman zaman dilimidir geceyarısı...yüzleşmeler gelir bazen sinsice,bazen de aniden gecemize...kah,sabahlar olmasın diye dilekler tutarız cinlerin köşelerden göz kırpışlarına baka bak..kah,fırat ağıtları yakarız içimize,fıratı döke döke...koyup da başını yastığa,nice tazeler ağlar gizli gizli,sevdasından ayrı koyunlara girip...tek sığınağı,geceyarısıdır,kavuşamayanların...ceylanlar suya inerken ıssız dağlarda,nice yürekler de cayır cayır yanmaktadır,kah gurbette,kah yaban ve hoyrat ellerde...ve,gece yarısı trenleri,savura savura gelirken istimlerini,kimbilir hangi yürekler,kim için,kaç kez delirir...ah ki ah...geceyarıları...yarıp yarıp uykuları,hayalleri,nerelere kaçarsın umarsızca,güneşin ilk ışıltılarında...
tebriklerim,geceyarısına dair dillendirdiğiniz gizemli ve efsunlu avazlarınızdaki, ustaca dizelere dökülmüş duygu betimlemelerindeki içtenliğe ve ustalığadır...selamlarımla...
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.