Asude geçerken yıllar döndü devran,
Çatırdattı bedenimi savurdu dem, dem.
Gri bulutlar ıslatırken
Kapladı gözlerimi nem...

Yıkıldı kartal mabedim,
Yaslandığım kapılar enkaz altında.
İçten içe kavurdu,
Susmadım, susturuldum...

Kirpiklerimde asılı yaşlar,
Hüznümü saklarım gözlerinden
Oluşurken mor halkalar.
Çekilen her tetikte
Vurgun yedim sessizce.

Rüzgarlara ağıt yakan titreyen gül yaprağıyım.
Ay karanlık, yıldızım küskün.
Ah !
Duyulmaz çığlıklarım.
Dağlarda yankılanır sesim.
Sinemde saklarım kırılgan düşlerimi.
Yağmurlarda ıslanır saçlarımın telleri,
Heybemdeki sevdalar çileye döndü.
Boşalırken içimde sevgi zembilim.

Yanık tenim ürperirken şafakta
Gülmelerim kurudu güz dudağımda.
Göğsümdeki paslı hançer
Kırk yerinden kanatır.
Prangalar ayağımda,
Ruhum göçük altında.
Işığa hasretim güneşe dargın...

Gazap limanlarında yeşerir mi umutlar ?
Ay ışığı boğuşurken bulutla,
Kavuşması mümkün değil denize.
Yakamozlar sevinir gece bizimdir diye...
Kaç ömür sürer bu esaret?
İçimdeki coşkuyu sustu sanır cesaret.
Belimde kambur saçım aklaştı,
Vadem doldu sonum yaklaştı.
Azrail ufukta,
Kefenimi hazırla !
Bağışlamıyorum yüreğimi ezenleri.
Yaşasınlar benim yaşadıklarımı.