6
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
2862
Okunma

Yükledim hüzünleri güverteme
Gözyaşı seremonisinin
Yolculuğu var geceye
Fırtına kokan onca hecede
Nefesin huzur olur
Burukluğum mateme dönüştüğünde
Alaca bir mavisin
Karanlığın çehresine düşen
Ne bir şuasın ne bir ayna
Kamçılanmış duyguların
Serserice yol aldığı rotada
Gölgen yetiyor
Derinimi aydınlatmaya
Makamını çözemediğim
Kimi zaman hicaz
Kimi zaman nihavent dediğim
Sen
Mavi gecelerde pembe hüzünlerimin güftesisin
Kış ortasında baharı müjdeleyen adam
Her yer alabora
Ve kalmışken tufanın ortasında
Düşlerim dâhil olmuşken Nuh un tayfasına
Feryat figan çamura bulanmışlığımla
Sen
Rikkat kestiriyorsun
Ufuktaki aydınlığa
Söyle kimin umudunu taşırsın avuçlarında
Yusuf’tan mı gelirsin ya da Mevlana
Susma___
Azizelerin taşıdığı aziz misin yoksa
Vaat ettiğin baharları
Kaç mevsim yaşadın ki ruhunda
Kim teselli eder seni daraldığında
Muhabbetle donanmış bir adam görürüm
Sana her baktığımda
Diplerde boğulmanın korkusuyla
Fenersiz kaç geceye kulaç attın
Beni ben kadar tanıman
Bundan mıdır?
Hangi badirelerden geçtin bilinmez
Toprağa karışıp erguvanlara varmak adına
Yitirilmiş sevdalar özlemler var
Nefesinin türkülere karışmasında
Bir adam var
Zaman, zaman gözyaşlarımı saklasam da
İçimi ısıtan bir adam
Bak yine yayıldı erguvan kokusu ruhuma
Sen belki bilmezsin ama
Mest eden kokunla geliyorsun her çıkmazımda
Erguvanların gölgesinde kalmak bile
Yeter sancıyan yanlarıma
Bırakma beni ne olur düşsel yorgunluğumla.
Zühal Z.ÜNLÜ
10.06.2011
5.0
100% (5)