2
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
1538
Okunma

Hasret denen o ateş geceleri kudurur
Kirpiğin kapanması yasaklanır! Değil mi?
Seni terk edip giden yüreğine oturur
Gözlerin bir noktaya odaklanır! Değil mi?
Geri de kalmışlığın ukdesi üzüp durur
Her gün boynunu vurur derini yüzüp durur
Hastalık düşmüş gibi benzini süzüp durur
Yine de gözyaşların hep saklanır! Değil mi?
Fikrinle hesaplaşıp “yeter artık” desen de
Onun kokusu durur teninde elbisende
Kalbin esir kalmıştır “aşk” denen hadisende
Duyguların fikrine ayaklanır! Değil mi?
Günler önce ayları sonra aylar yılları
Kovalayıp dururken kaybedip akılları
Bir dağ gibi görerek ufacık çakılları
Korkular yüreğine ocaklanır! Değil mi?
Artık ruhun çöl gibi kalbin dipsiz kuyudur
İçindeki nefretin aşk besleten huyudur
Gel gör ki her finalin gidene sağduyudur
Daha sabah olmadan yar aklanır! Değil mi?
Birini çok sevip de beklemekten solarak
Her zerreni inleten acı ile dolarak
Kendini yok sayıp da onda esir kalarak
Bir yok oluş maalesef kucaklanır! Değil mi?
İHSAN TURHAN
5.0
100% (3)