8
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
2054
Okunma

Zulümata boğulurken kızgın kumlar
Kuraklıkla boğuşurken çöller
Bir gonca bitirir o mucize gri bulutun çiseleriyle
Kâinatın misk-i amber kokulu o serinliğini doğurdu Âmine
On dört asır öncesi kurak gönüllere bereket indi
Kız çocukları bu müjdeyle sevindi
Şeref kazandı esaret altındaki kullar
Kâinat secde etti
Bi şuur olan kuru ağaçlar yeşilliğe bezendi
Şuur sahibi olanlar firaset kazandı artık basiretle bakıyorlar
Cehaleti mübarek sözlerinizle yendi ensar
Ben ki edna bir kulum
Seni anlatmak seni yazmak ve sana doymak ne mümkün
Kalem sana dokunmakla kelâm oldu kelâm seni söylerken şeref buldu
Bu kalp seni anarken itminan oldu
Senin sevgin üzerine koyduğu tüm sevgilerin yalan olduğunu gördü
Çok şükür ki gördü
Artık uykularını onlar bölmüyor
Rüyalarından uyanıp mecaz yazmıyor
O münevver şehrin kadınlarının dediği gibi
’Ay doğdu üzerimize veda tepelerinden şükür gerekti bize Allah’a davetinden’
Güneş secde ederken ay secde ederken yıldızlar secde ederken
Ağaçlar secde ederken şükür gerekmez mi bana
Hani o Taife gelmiştiniz bir ümit demiştiniz
O bahtsız şehrin bahtına düşmüştünüz taşlamışlardı sizi
Taşlar utanmıştı mübarek yüzünüz kana boyanmıştı ki
Melekler düşmesin mübarek kanınız yere diye nöbetteydi
Nasıl kıydılar nasıl attılar o taşları senin geçtiğin sokaklar gül kokarken
Bastığın toprak berekete ererken bilemediler
Ey Nebi eğer ki o gün sen şefkatle o mübarek ellerini açıp bilmiyorlar Allah’ım
Bilmiyorlar bilseler taşlarlar mıydı? Onları affet demeseydiniz biterdi işimiz
Ve Allah’a sığındınız İşte o zaman, Allah’ın emri ile dağlara vazifeli melek huzuru Resule gelerek, vazifeli olduğunu ve şayet isterse, iki dağı birleştirerek Taif halkını helâk edebileceğini söyledi oysa siz intikam peşinde değildiniz ve şöyle buyurdunuz
Umarım Allah onların neslinden İslâm’a hizmet verecek imanlı bir topluluk getirir diye duada bulundunuz Ve Mekke’ye döndünüz Cenabı-ı Hak sizin bu duanızı kabul etmişti. Bir süre sonra, Taifte iman nurları yayıldı ve Taif Müslüman oldu
İşte efendim o gün siz gazap etseydiniz ben bu gün elinizden içemezdim iman şerbetini
Benim dedelerim utanmadan sıkılmadan taşlamışlardı sizi
Mübarek kanınız gözünüzden akan yaşlara karışmıştı
Kurban olurum
Mübadele yıllarında gelmişti dedelerim Taif ten Isparta’ya
Şimdi bizler taşlamıyoruz ama sensizlik girdabında savrulup
Karanlıkta kaldık ışığınıza muhtacız
Bir kere gülseniz yüzüme
Işığınızın bir huzmesiyle müşerref olsam bir daha uyku görür mü gözlerim kapatır mıyım kirpiklerimi ah Efendim çok özledim ve bu gecede bekledim bekleyeceğim bıkmadan hep bekleyeceğim
Tıpkı Ravzanızın önünde bekleyip gül kokunuzu
İçime çektiğim gibi biliyorum bir gün gülümseyeceksiniz
Nur çehrenize bakmaya kıyamayacağım o günün özlemiyle hep beklemedeyim...
Melek...
5.0
100% (4)