V u s l a t,
Tıpkı demli çay gibi.
Hayret, geçmişle gelecek neden hem y a k ı n, hemde bu kadar u z a k...



Şimdi bütün saatlerin yelkovanları k e k e m e, akrepleri ise l â l.
Sadece gözgöze geliyoruz, hepsi o k a d a r. "


Avuçlarımı aralamak istiyor,
Hatıralarımın uçmasından korkuyorum.
Burası yanlızlığın mı başkenti, yoksa ülkenin mi bilmiyorum.


Gölgemin hüznüne devâ olmak istiyorum.
Aramıza karakedi gibi girmek isteyenler var.
Geceler ve gündüzler boylam savaşlarına beni şahit yapıyor.


__susuyorum__


Susmayı bize öğretenler utanmalı,


__rüzgâr bile susmuyor__


Ben susunca gölgemin hüznü devâsız ve sessizce çekip gidiyor.

.
.


Bak yelkovanlar yine kekeme, akreplerse lâl,
Hep birşeyler söylemek istediler, biliyorum.
Ya ben anlayamadım,
Ya da onlar anlatamadılar.


A c ı y o r avuçlarım,
Kirpiklerimde gözyaşlarım...
Tuttuğum sadece bir d e m e t gelincik,
Oysa içinde v u s l a t, g e ç m i ş ve g e l e c e k...
Ne çok ağlattım yelkovanları, akrepleri, gündüzleri ve geceleri.


Şimdi içimin gülen çocuğunu arıyorum,
Ona şiirler yazıyorum, şarkılar, türküler.
Üstünde gezindiğimiz bütün yollar a y n ı,
Ama ya o beni görmüyor,
Ya da gittiği yeri ben göremiyorum.










___hani derler ya;

"hiçbir serçenin yıldızlara ulaştığı görülmemiştir" diye,
belki ulaşmış veya ulaşacak ilk s e r ç e olmuştur.__





günlerdenbirgün 2011 Davidoff