3
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1748
Okunma

sırtıma yüklediğim dirim şehir gerinir
yüreğimin kesik vuruşlarında
ağlaşır yağmur kuşları
göz ağrısı gibi gece
ah çöker dizlerime yılgın duvar
eşikte sulu sepken
ıslak ıslak damlar
kimsesiz saçlarıma
mayına gömülür bal çiçekleri ölgün
ah bozulmuş
dünyanın kızıl töresi
zindanların açık paslı kapısı…
bağrında dağdan adamlar uyur
kısık sesli
ardında
kâh yurtsuz süzülür mavi
kâh meskensiz dolanır bahar
siste kavgam
süpürür güneşten bir nehir aheste
ayak izlerimde mor su birikintileri
başım dik bakışlarımda gölge
peşimde
cehennemin ağzını körükleyen gözlerin
ancak buzlu rüzgarda durulur ruhum
kâhin Tanrı’nın işinden ne anlar
bir sparta kadınının sabrıyla beklerim
yüreğimde toprağın dingilliği
ah hadi gel
parmaklarımdaki zilleri çal
arzu sesi duysun
birleşsin kar taneleri
yalnızlığın gece vurgunu
pers hayaletleri gibi avlarken kalbi
aşkı sınamak niye
ah hadi
durma gel
gönül gençyılmaz
5.0
100% (5)