5
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1373
Okunma
sığınaklarımda emzirdiğim tarihler sevinçlerime hızla yaşlandığında
koyma bedenime yarınsız bahar...
masallara bulaşan cinnet uçurum çığlık
güneşsiz gölgelerde ay
geceyle üzerine oturduğum
diri düşler...
kaç damla gözyaşı bulaştı zulama
kaç yorgun tenin teri
geçerken coşkun anılar
düştü sırayla mezarlara
suskun odalar
alnımdan öptü koyu karanlık
dağıldı yüzümde yüzlerce yokluğun
kördüğüm iklimleri
bir bilsen
nasıl yarım kaldı uykular
her kıyım çığlık
önce çocukluğumdan geçti
kopçaladım derin nefes kedere
sesini duyuyorum geçmişin
henüz sıcak tesbihlerde
güneş uzatır mı parmaklarını bekar geceye
korkular yaşadım aynada
buruşturulmuş aşklar
soğuk,rüzgar,ölüm
sayısısz...
yüreğimin gizlisinde cam parçaları
düşümün içinde düşü ikiye bölen
ince bir uğultuda aşkı da vuran
sessizliğin kırbacında mutluluk
bağdaş kur ve anlat
bir gülümsemeyle
dikensiz mavileri
nasıl da kurudu alnımdaki ter
fırtına öncesi boşluğa
5.0
100% (8)