26
Yorum
3
Beğeni
0,0
Puan
2536
Okunma
karanlıkta hayâl edilen, aydınlık şafaktın sen
görüşmecisini gözleyen
bir mahkûm kadar, hasretle beklemişti gözlerim seni
geldin
zindan demirlerinin soğukluğuyla
acıtarak tuttu ellerin ellerimi
yansısıydı kalbimdeki
ve sönen gün ışığıydı
gözlerimde görmediğin
baharları vadeden senden
iki dakikaya sığdırdığın
iki satır döküldü dilinden
ne büyük lütuf!
hiçbir şey, eskisi gibi olmayacak bundan sonra
aldırmam/aldırmayacağım
ne kadar acıtabilirsin ki daha?
beyaz yakışmayacak eskisi gibi
hazan konfetilerini döktün başıma
ben siyahları kuşanacağım
gülmeyi unutacak belki dudaklarım
yüreğim deli gibi çarparak
o yere aynı hevesle koşmayacağım belli
bende aşk ve gençlik senle bitti
ne o kıyı aynı kıyı
ne de o zamanların tadı
aynı değil yürek atışımız artık
anladım ki, herşey geçmişte güzeldi
afalladı yön/üm değişti
eskiyen her şey kadar eskidi
ve eksildi zaman
yüreğimden atamadığım senden gayrı
değişmiyor bir türlü yeri/n ne yapsan
hani olur da bir gün!...
Hâdiye Kaptan
c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir