1
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
921
Okunma

Gülüşlerimizin boynu büküldü,
Acılarımızı hiç kimsenin beklemediği,
Duraklara sıraladık,
Ne gidecek bir yerimiz,
Nede çalacak kapımız olmadı bizim,
Acılarımızsa hep duraklarda bekledi.
Sevdik tek sermayemiz sevgimizdi,
Sevdiklerimizse hep acı verdi,
O yüzden mutlu olamadık.
Babamızda mutlu değildi,
Mutluluğu babamızdan çalamadık,
Hüznü annemizin nemli gözlerinden aldık,
Ama biz hiç ağlamadık,
Şükretmek yaşam tarzımızdı,
Yaşamayı şükretmek sandık.
Sahte masallarla,
Yalan söylevlerle hep avunduk.
Annemizin sütü çalıntı değildi bizim,
Beyazdı,
Bizim beyaz masalımızda hiç olmadı,
Özgürlüğümüzü şahin kanadından aldık,
Ama biz hiç uçamadık,
Ya kanadımızı yoldular,
Yada inadına kanadımızı kırdılar.
Urbamız devetüyünden değildi,
Eşkıyadansa hiç kiralamadık.
Boğazımızı sıkan ellerden,
Yaka düğmelerimiz hep kopuktu,
Bir gün
Bir sabah baktık ki,
Cellâtların arasında kalmışız,
Hiç vermeden istediler,
Verdik,
İstediler
Eğildik
İstediler
Öldürdük
İstediler
Öldük
Bıkmadılar inadına hala istediler,
Özgürlük kaybolmuş,
Onlar tanrı olmuştu.
Kırmızı düşmüştü artık üzerimize,
Kan gibi,
Gözlerimizin karası yoktu,
Kırmızının üzerinde gözümüz,
Bir yıldız gibi parlıyordu,
Ama
Ay hilal olmuyordu
Düşmüyordu,
Bir türlü üzerimize,
Hep bir şeyler eksikti,
Deniz kaybolmuş,
Eşkıya yıldızları tek tek vurmuştu.
Kimliğimiz soluktu artık.
Üzerimizdeki elbise gibi,
Güneşten değil,
Bizim güneşimizde olmadı hiç,
Alnımızdan akan terden solmuştu,
Her şey,
Ankara gibi…
Orhan YILMAZ
5.0
100% (1)