Bir başka memleket şu İstanbul
Her semte dolan hava farklı
Şu bizim Kasap Remzi’yi biraz geçtinni Kasımpaşa
Tam oynak havası
Çingenelerin bol güneşte göbek atası gelir
Tevekkeli değil a böyle pembeye boyanmaları
Az ilerisi Emekçiler Pasajı
Maaşa ekmek kat’kedenlerin yurdu
"Çifte telli" dersin
"İkisini üç liradan bağlarım",der
Hadi bildik tanıdıksan ikiye temizsin
Ee ekmek kavgası,aşağısı kurtarmaz be güzel ağabeyim
Az yukarısı Lokman Hekim Yokuşu
Vur patlasın,çal oynasın sokaklar
Koca karılar sıyırıp eteklerini yarı dizine kadar
Gelir önüne gerdan kırar
Az biraz da zenginsen,gıcırından bir yirmiliğe senden kara kaşlısı,kara gözlüsü olmaz
Öyle bir teşne bakar da içini ısıtır yelloz
Canına can katar hemşehrim senin bu çalan havalar

Ama bu havada aşık olunmaz
Bulutlara az kaldır başını bak
Nasıl tehditkar örtmüş maviyi
Azıcık iç edeyim de iki damla ağlayayım desen
Kursağında bırakır yaşını
Sen ağlayamadan o seni yüzerek gönderir zaten karadan
O yüzden bu havaya aşk çalınmaz
Hem sen sevmezsin ıslanmayı zaten
Ama olur mu yağdırmadan
Ben de sulak alanda bitmedim ya vesselam
Ama üstüm başım hep ıslak
Hem koca koca denizlerim var benim
Hatta birine düştünnü,sen bile boğulursun toyluğundan
Ama ben yetişirim imdadına
Böyle en pişkininden bir can simidi yazarım bir gece
Sabaha bir şeyin kalmaz
Öyle ya,ölmezsin
Zaten ölmeden de anlayamazsın seni kimin kurtaramayacağını
Hoş,Clark Kentliğe henüz yaşım tutmuyor ama
Bu kentin havası tutuyor işte gözyaşını
Sen en iyisi mi sarhoş zamanlı aşkını zamana bırak
Belki gelecek zamanlı ayılırsın da bu sefer daha erken fark edersin göz rengimi
Ya da en azından ben kahverengi dediğim anda yeşile dönmez inadına senin gözlerin
Belli mi olur

Mesela ben sana aşık olsam,hani örneğin canım
Ben baktığımda sen bu sefer kaçırmazsın gözlerini
Hayat boyu kesişir aynı paralelde iki yeşil
Şimdi aç bir hava kavlimce,rakıyı çok seveninden
Sonra kır belini Ali Dayı’nın şişede
Al eline kadehi
On’larca tarih at mezene
-ama rakıyı da sevmezdin değil mi-
Olsun,sen yine en güzelinden gül bir kez daha
Sen gül,karşındakinin ağlayası gelsin o muhteşemliğe
Kus yine bugünün -di’li geçmişini,arabesk karışsın havaya
Ama arama yanında bu sefer beni
Dertleşmeyecek kadar susma payı bırakacağım zira ben
Senin cümlelerinin yanına
Neden biliyor musun

Aramızda kalsın ama bu havada dost da olunmaz
Neyse,

’Öyle yani’