dediler ki gece dillenip karanlığını üstüme bulaştırmış
niyazsız geçen anlara sitemle örtüyorum öfkemin sesini
yalvar yakar duvar, gözlerim çözüldü şafak sökülmüyor


türlü yalan anlatır birine bin mayalı
fareli köyün soytarısı
ve bana yapışmaz veba
kaldır kafanı çiğdem, baharı karşılamalı...


gölgeler ormanı mışlı fısıltı dumanına gebe
rüzgar oynaşır dal inanır
önce sancısı gelir korkunun
bulanır sular tedirgin kuşlar
bir sırtlan ulur vakitsiz ve dahi çelimsiz
hakikat mı selim, şir-i pençe mi yavuz
kalır izi yapışan çamurun.


süzülür bir ceylan, fermanında hünkarın
ben ki kalender meşrebim
yürümüş namım nasıl dur derim?
dolan belime ey balçık bakarsın yenilirim


demişler ki adı karanlık, gece eflatun değilmiş
destursuz geçen kervanlara and olsun devran döner
süzülür bir ceylan...
şeriatın kılıcı iner






ndr......... 22/02/2011