Uzat elini ve bin! terkime sevdiceğim
Gidelim buralardan, yırta yırta rüzgarı
Sımsıkı sarıl! bana, hadi nazlı çiçeğim
Dağların arkasında, saklı aşkın baharı
Pınarlarımdan su iç! amakına bakarak
Gözlerim çakıl taşı, gibi duruyor dipte
Tara zülfünü güzel! al! eline bir tarak
Cemaline tek ayna, bu savdalı garipte
Koy! yüzünü omzuma, ver! sıcak nefesini
Rüzgar da bir gül gibi, uzatsın saçlarını
Yasla! başını, dinle! kalbimin her sesini
Sıcak göğsüme bastır, o parmak uçlarını
Üşümesin rüzgarda, kınalı beyaz eller
Nefeslerim ısıtır; dudaklarıma uzat!
İkisi senden bana, kınalı beyaz güller
Onları soldurmaksa, şu vicdanıma tezat
Gelin gel! bana yarim, gözlerin yaşlı yaşlı
Gelinlik dikecekmiş, baharlar çiçeklerden
Gelin gel! bana yarın, gözleri kalem kaşlı
Gülleri dökecekmiş, kelebekler göklerden
Gelir misin benimle, gönlümdeki diyara?
Hadi be! güzel atla! kıratımın terkine
Vuslatımız kalmasın, hüzünlü sonbahara
Karçırırsan baharı, düşersin bir çirkine
Deh güzel kıratım deh! gönlü yok bu güzelin
Galiba bahtında var, altın semerli eşşşşeeekk
Sonerrr varken Leyla‘sı, olacakk müptezelin
Sanmasın ki yatarım, kederden yorgan döşşek
Güzeller, gelin gider, kıratla, eşşeeeklere
Bir eşşeekle gönderir, baba evine damat
Soyarlar varıncaya, kadar bileziklere
Çok ucuza gitmiştir, o güzelliğin, heyhat!
Soner Çağatay 28 Ocak 2011 / Wuppertal / 01:49
Kelime:
Amak: dip ve derinlik.
ALTIN SEMERLİ EŞŞEK
Uzat elini ve bin! terkime sevdiceğim
Gidelim buralardan, yırta yırta rüzgarı
Sımsıkı sarıl! bana, hadi nazlı çiçeğim
Dağların arkasında, saklı
aşkın baharı
------Burada
sevgiliye davet var-------
Pınarlarımdan su iç! amakına bakarak
Gözlerim çakıl taşı, gibi duruyor dipte
Tara zülfünü güzel! al! eline bir tarak
Cemaline tek ayna, bu savdalı garipte
--------Yukarıda
sevgili çiçeğe benzetiliyordu. Aşık da onu çok seviyor ve onun için ağlıyor. Gözyaşlarının içinde kalan gözlerini, aşık suyun dibindeki iki çakıl taşına benzetiyor. Ayrıca aşık diyor ki gözlerimdeki gözyaşlarımda tara saçını. Çünkü aşık burada gözünü pınara benzetiyor. Yani bu pınardaki suda saçlarını tara. Buna ilaveten bu suda kendi güzelliğini seyret--------
Koy! yüzünü omzuma, ver! sıcak nefesini
Rüzgar da bir
gül gibi, uzatsın saçlarını
Yasla! başını, dinle! kalbimin her sesini
Sıcak göğsüme bastır, o parmak uçlarını
----------Burada aşık
sevgilisinin ata binmesni ve omzuna başını koymasını,
sevgilinin sıcak nefesini duymayı istiyor. Çünkü at hızlı gittiğinde insan rüzgardan üşür. Rüzgarın etkisiyle dağılan saç tellerini aşıkın burnuna bir
gül gibi uzatmasını istiyor. Kokladıkça aşıkın kalbi hızlıca atmaya başlar. Sırtına başını dayayıp onun için atan kalbinin sesini dinlemesini isyiyor aşık. Daha sonra
sevgilisinden iki elini aşıkın göğsüne bastırarak tutunmasını istiyor.
Üşümesin rüzgarda, kınalı
beyaz eller
Nefeslerim ısıtır; dudaklarıma uzat!
İkisi senden bana, kınalı
beyaz güller
Onları soldurmaksa, şu vicdanıma tezat
------ Sevgili aşıkından tutunurken normal olarak üşür. Aşık
sevgilisinin parmaklarının üşümemesi için dudaklarına uzatmasını istiyor. Aşık burada
sevgilinin ellerini
kırmızı iki
güle benzetiyor. Havanın ve rüzgarın soğuğu nedeniyle üşümemesini ve solmamasını istemektedir. Daha doğrusu
sevgilisini /
gülünü mutlu /
yeşil kılmak için herşeyi yapacağını söylüyor.
Gelin gel! bana yarim, gözlerin yaşlı yaşlı
Gelinlik dikecekmiş, baharlar
çiçeklerden
Gelin gel! bana yarın, gözleri kalem kaşlı
Gülleri dökecekmiş, kelebekler göklerden
------burada evlilik teklifi var-----------
Gelir misin benimle, gönlümdeki diyara?
Hadi be! güzel atla! kıratımın terkine
Vuslatımız kalmasın,
hüzünlü sonbahara
Karçırırsan baharı, düşersin bir çirkine
--------Bu gençlik baharında benimle evlenmezsen, sonraki yaşlarda sonra evlenmen zor olur. Birbirimize kavuşmamız sonbahara kalmasın. Herşey
zamanında güzel. Eğer sen benimle bu gençlik baharında evlenmeyi istemezsen, yollarımız ayrılır. Belki beni sonbaharda da bulamayabilirsin ve mecburen bir çirkinle evlenmeye evet dersin-------
Deh güzel kıratım deh! gönlü yok bu güzelin
Galiba bahtında var, altın semerli eşşşşeeekk
Sonerrr varken Leyla‘sı, olacakk müptezelin
Sanmasın ki yatarım, kederden yorgan döşşek
--------Bu kadar dil dökmeden sonra bakıyor ki aşık,
sevgilisin gönlü yok. Anlıyor ki bu kırata binmeye niyeti yok. Kıratın
beyaz rengi burada temizliği ve dürüstlüğü temsil ediyor. Kırat / at vefayı temsil ediyor. Yani bu kırat / aşık vefalı biridir ve kolay kolay
sevgilisini bırakacak bir insan değildir. Ve de atlar eşşeklere göre daha zekidir. Yani aptallarla evlenme, maddiyat için. Kırat, eşşeğe göre tip olarak güzeldir. Bak diyor şair sen güzel bir kızsın ben de yakışıklı biriyim. Bizbirimize daha çok uyarız. Para için gidip de bir eşşekle evlenme. Bu kırat / yani ben kişnemesi / konuşması daha güzel ve tatlı. Ne yapacaksın anıran, küfreden eşekleri.
Güzeller, gelin gider, kıratla, eşşeeeklere
Bir eşşeekle gönderir,
baba evine damat
Soyarlar varıncaya, kadar bileziklere
Çok ucuza gitmiştir, o güzelliğin, heyhat!
-----Burda da şair / ben nasihatımı veriyor. Bizde bir kızı alırken süslü arabayla gelin alırlar, fakat eyrılınca onun herşeyini soyup gönderirler.Seni bindirirler eski bir taksiye doğru
babanın evine gönderirler. O güzelliğinle zenginin parasını satın almak istedin. Fakat gittiğin şahıs o güzelliğine doyar ve onu yaşar. Daha sonra o güzellğine bedel bir şey vermeden bırakır ortada. Yani güzellğin beleşe gitmiştir, canım.
Burda şair / ben bu insanlardan farklı olduğunu söylüyor.
Benim kanaatim; paran varsa çekicisin, paran varsa seksisin, paran varsa iyi insansın. Paran varsa
aşk da var. Kadının
aşkına giden yol paradan, erkeğin
aşkına giden yol
kadının bedeninden / güzelliğinden geçer.
İstisnalar olsa da genel kural budur.
Soner Çağatay 28 Ocak 2011 / Wuppertal / 01:49
Kelime: