3
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1160
Okunma

Bana öyle yağmursuz rüzgarsız gelme
İçime düştüğünde Ay çapında krater açtın bliyorsun
Şimdi ışığa koşan Pervaneler gibi dönme çıkamazsın
Ben yer küreden açılan kuyudan düştüm Aşk bildiğim sonsuzluğa
Bana öyle Leylasız Şirinsiz Züleyhasız gelme
Kadim masallardan çaldım yüzünü sen uyurken
Hüznü lirik bir söylence bir ruhun ateşi çalan öznesi
Astım rahleyi Fuzilinin el yazması Mecnun
Dini yoktu çölün ve dağın ben Yusfken
Seni yedi renkte yıkadım arındırıp kutsanmıs şaman
Kefrenin duvar yazıtlarına ey kitabe
Ley’din Kays oldum deli dediler güldüm
Ölüler kitabına dip not düştü Tanrı- ölümsüzdüm
Bana öyle susuz ateşsiz topraksız gelme
Yıldızlar tarihinde toplayıp yerçekimli evreni
C’an düşmesi şubatın yırtılan ağzında mukaddes
Bir şiirdi duanın en eski kutsal Atası
Dokundum çözüldü dili bütün söylencelerin
Öptüğümde uyandın bin yıllık Sfenks’in gözlerinde
Sonra sana ıslak bir bulut gibi geldim
İşte şubat ayini parmaklarında mumyalanmış
Çözülmüş La bir keman telinde giyotin
Öyle yırtılan bir gecede seril ruhuma
Bir tek sana öleyim sende öleyim sen de öl
Bölünmesin asal bir sayıda atomlarına Aşk...
CÇ_
5.0
100% (3)