2
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1293
Okunma

Günahkâr sarılışların şafak esneyişleriyle sarılınca gövdeme
Sessizliğin göletlerine düşer avuçların, su yıldızlara uzanır
Derinlerdeki mezarlara güneşin ısısı değer, bulutlar kızarır
Titrek gönlünün rüzgârına tutunan yüreğim kahkahayla güler.
Ruhumun uhdeli doruğuna uğrar bir kadın, aşk toprağa damlar
Okşanmamış kemiklerimin gömütlüklerine serçeler yuva yapar
Sürükler toprağı adımlar, hayallerin kaldırımlarına tenim çarpar
Ayaz çöker şehrime, simli düşlerin perdesini parmakların okşar.
Sen, zemherilerle kuşatılmış tırnaklarımın inleyen kıraçlarındasın
İzbelere yatırılmış çocuk gönlümün kabir ateşlerine sokulmazsın
Batırılmış gemiler salınır göğsümde, derinliklerime ulaşamazsın
Göçüp gitmiş yıllarımın kirli aynalarında ne yapsan taranamazsın.
Avuntularla dolaştığımız bir hayatın hüzün döşeli kaldırımlarında
Düşlerin ağılında büyür ihtiraslar, mevsimler hicranla sarmaş olur
Mutluluk kilitli sandıklarda bekler, şiirler ağrılı yüreklere sokulur
Coşkumuzun sevda kilitli sarı odalarında nakaratsız şarkılar okunur.
Hayal imparatorluğumuzun zıpkın öpüşlerine fikrimizin zikri düşer
Ateşe atılan kuru kütüklerin ışıklarına acıkmış yarasaların dişi değer
Parçaları sevgiyle tutuşturulmuş urbalarımızın renklerini yaşam ütüler
Zamansız bir sağanaktır aşk, nazlı bir menekşe gibi usul usul gülümser.
Selahattin Yetgin
5.0
100% (6)